Işığın Mührü

Ufak ufak başlayan vızıltı sesi işlemin işe yaradığını ve kıtanın tamamına yayıldığını gösteriyordu. Yavaşça durdu. Derin bir nefes aldı. Dünyada soluduğu hava nerdeyse zehirliydi. Neyse ki vücudu bu zehirli havadan etkilenmiyordu. Artık ikinci hamle için hazırdı. Ayaklarının altındaki toprak daha fazla bu enerjiyi taşıyamayacakmış gibi isyan ederek titremeye başlayınca adam, ellerini avuç içleri aşağıya bakacak şekilde konumlandırdıktan sonra, yavaşça kollarını yukarı doğru kaldırdı. Onun hareketiyle birlikte yerde yatay bir şekilde yayılan ışık gökyüzüne yükselmeye başladı. Normal bir insanın asla bakamayacağı bu ışık kaynağı, yeryüzünü terk ediyordu. Genç adam, kollarını başının üzerine doğru kaldırarak avuç içini gökyüzüne çevirince ışın kütlesi daha büyük bir hızla hareket etti. Güneşin doğup dünyayı aydınlatmasına daha çok zaman olmasına rağmen yükselen bu ışık kıtayı tamamen aydınlatmıştı.
Tüm dünyayı aydınlatan bu ışığın hayatını karartacağını bilemeyen genç kadın istemsizce ağlamaya başlamıştı. Ölüyordu bunu hissediyordu. Böyle bir zamanda yaşamak Defne'nin hayatının laneti, bebeğini böyle bir dünyaya getirmek ise en büyük yanlışı olmuştu.