KAVİN
  • مقروء 658
  • صوت 119
  • أجزاء 6
  • مقروء 658
  • صوت 119
  • أجزاء 6
مستمرة، تم نشرها في فبر ٢٤, ٢٠٢٤
"Ben kim olduğumu, adımı, soyadımı, ailemi, mesleğimi, yaşımı, kendimle ilgili hiçbir şeyi bilmiyordum...sedece gözümün önünde canlanan sahneler kan, vahşet, cinayet ve ben vardım o sahnelerde, siyah eldivenlerle kaplı elimde bir silah karşımda ölü bedenler...

Burda ne yaptığımı bile bilmiyordum etraf rutubet ve küf kokuyordu bu korkunç görüntüyü görmemek için gözümü kapatmak istedim fakat sanki bedenim benden kopuk bir şekilde hareket ediyordu,

Ayaklarım ölü bedenler arasında gezerken bazılarının uzullarının olmadığını ve işkence edilerek öldüğünü fark etmek kan dondurucuydu, ileride bir tanesinde durdu kafası delik deşik olan bu cesedin üzerinde biden fazla şarjör mermi boşaltılmış olmalıydı etrafında büyük olamayacak kadar küçük, küçük olamayacak gibi büyük bir kan gölü vardı üstündeki takım elbiseyle oldukça zengin ünlü bir iş adamı imajı veren adam bana bir yerlerden tanıdık geliyordu..."

Yaklaşık iki saatir karşımdaki camın yansımasımdan kendimi izliyordum yüzümü kaybettiğim hafızama kazımak istiyordum ama aklımda sürekli doktorun sözleri dönüp duruyordu neymiş efendim bana araba çarpmış hastaneye kaldırılmışım oda yetmezmiş gibi bir ay komada kalmış şimdide geçici olup olmadığı belli olmayan bir hafıza kaybıyla tüm geçmişimi unutmuşum beni hastaneye getirdiklerinde ise üzerimde bir şey bulamadıkları için kim olduğum hakkında bilgileri yokmuş ŞAKA GİBİYDİ KOMİK OLMAYAN BİR ŞAKA...

Gözlerimi kapatıp içimden ona kadar saydım"Bir, İki, Üç..." gözlerimi açınca birden bütün insanların saklandıkları yerden çıkıp bana 'Şaka' demesini bekledim ama gerçekler yüzüme bir tokat gibi çarptı bunların hepsi gerçekti ve benim ne yapacağım konusunda hiç bir fikrim
جميع الحقوق محفوظة
قم بالتسجيل كي تُضيف KAVİN إلى مكتبتك وتتلقى التحديثات
أو
#15belirsizlik
إرشادات المحتوى
قد تعجبك أيضاً
YARALASAR(Kitap Oldu) بقلم Maral_Atmc6
55 جزء undefined أجزاء مستمرة
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
MAVİNİN YEŞİLE SEVDASI بقلم isevdenurr
19 جزء undefined أجزاء مستمرة
Askeri kurgudur. "O maviydi, ben yeşil; tıpkı bir Karadeniz gibi. Birbirinden ayrılmaz, ayrılması düşünülemez, öylesine birlikte, öylesine içten. Biz birbirimize aitiz Karadeniz, bunu sana kanıtlayacağım." Eczacılık fakültesinden yeni mezun olan Doğa Tanrıkulu, beş yıl önce itiraf ettiği ama karşılık bulamadığı aşkından bir türlü vazgeçememiştir. Bu beş yılda O'nu görmeyi sonuna kadar reddetmiş, ondan haber bile almamış, üstüne başka birini sevmeye çalışmış ama başarısız olmuştur. Üniversitenin son gününde katıldığı partide olan bir olaydan sonra karakolluk olunca, abisini aramak zorunda kalmıştır. Abisiyle birlikte gelen O'nu, yıllar sonra ilk defa görmüştür. İşin kötü yanı, artık sürekli onu görmek zorunda kalacaktır çünkü hem ailesiyle annesi aynı mahallede oturuyorlardır ve Doğa'nın kalmak zorunda olduğu evde, O'da kalıyordur. Aşkına hep sahip çıkan Doğa, bu süreçte onu unutup unutmadığını, onu aşıp aşamadığını anlayacaktır. Yüzbaşı Atlas Karadeniz, beş yıl önce hayatındaki büyük değişikliklerin yanına, bir de ufak bir kız çocuğu eklenmiştir. Sürekli görevlere çıkan Atlas'ın görevlerinden başka düşünmek istediği bir şey yoktur ama o kız çocuğuna karşı bir şey hissedip hissetmediğini, şu an anlamak üzeredir. Belki de her şey için artık çok geçtir.