"Miniğim, benden korkmuyorsun." Küçük öpücük bıraktıktan sonra avuç içini karnıma yasladı ve alev alev yanan bedenimin kül olmasına sebep oldu.
"Senden korkmuyorum, Eduard. Korkmayacağım da." Ruhumu da, bedenimi de elde etmeye yeminliydi.
Bir anda beni kendine çevirdiğinde yüz yüze geldik. "İyi, çünkü cesur olacağın gece seni bekliyor."
Bedenim titredi, bebeklerimde harlanan alevin, aldığım cesaretin kaynağı oydu. Eduard Lersonov'un mükemmel cazibesiydi. "Ne için?"
"Bana hesap vereceksin."
"Ne hesabı?" Her şeyi öğrenmiş olamazdı değil mi? Eduard... Lütfen gerçekleri öğrenme.
"Yaptığın onca planları anlatacaksın, sevgilim. Beni kandırırken arkamdan nasıl güldüğünü anlatacaksın. Dalga geçerken mutluluğunu konuşacaksın. Eğlendin mi, detka?" Üzerime doğru gelmeye başladığında sertçe yutkundum. Korkmuyordum ama bu Eduard'ı tanıyordum. İçindeki o korkunç tarafın yüzüne yansımasını ezbere biliyordum.
"Hayır, bak sana her şeyi izah edebilirim. Yemin ederim bir suçum yok. Yanlış anlıyorsun şu an. Ben bir şey yapmadım. Seni ifşa eden ben değildim."
🎭
"Sen benim en güzel maskemdin."
Kapak tasarımı- @cheaftrsx
06.07.2024
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı.
Babası ve abisi tarafından ayak bağı gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri gidemezdi. Ama günün birinde, celladı olan kişi ona hayatının aslını gösterdi, bir intikam uğruna ailesinden koparıldığını söyledi.
Seneleri acıyla geçen Melis, kendini yepyeni bir sayfa açmış halde buldu ama hiçbir şey beklediği gibi değildi. Olamazdı.
Çünkü onun sevilmeyecek çok yanı vardı.
"Koskoca evinize bir beni sığdıramazdınız. Madem sığdıramayacaktınız, o zaman beni o cehennemden neden kurtardınız?"