Mevsim Bekçileri
  • Reads 53
  • Votes 14
  • Parts 6
  • Reads 53
  • Votes 14
  • Parts 6
Ongoing, First published Feb 25
Biz o'yduk işte, basit sanılan bir yarışmanın yarışmacılarıydık biz. Tek derdimiz bırakıldığımız ortama adapte olmak gibi. İçeride canımız yanıyor, acı çekiyorduk. Ama seyircilerin gördüğü tek şey renkli bir kutunun içindeki küçük figürlerdi... Yaralandık, ağladık, kaynadık, parçalandık ve öldük. Onlar ise sadece izlediler...

 Kendi ellerimizle ölümümüzü kabul ettik, sonra aldılar bizi arabalarla, bilmediğimiz bir yere götürdüler. Yarıştırdılar bizi doğayla, mahkûmu olduk mevsimlerin. Olur da kurtuluruz diye bekledik yeni mevsimlerin gelmesini, beklediğimiz gün geldi, biz gittik... Meğer mevsimleri değil, ölümümüzü bekliyormuşuz biz.

Bir yarışma düşünün, kana susamış canilerin heyecanla izlediği, acımasızlığın temsili. Bir yarışma düşünün ki yarışmacılarını öldüren yapımcının "En İyi Program Ödülü"nü aldığı... Bir yarışma düşünün, tek derdi adaptasyonmuş gibi. Bir yarışma düşünün ki 12 kişiyi zorlu şartlarda yarıştırsınlar, soğuk, sıcak, açlık  demeden sınasınlar. Bir yarışma düşünün ki yarışmacılar kurtulmak için esiri olduğu mevsimi beklesin. Bir yarışma düşünün, adı da Mevsim Bekçileri olsun.

Ben Hilal Karayel, Mevsim Bekçisi. Bu da benim mevsimlerimin hikâyesi...
All Rights Reserved
Sign up to add Mevsim Bekçileri to your library and receive updates
or
#474yarışma
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
55 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
You may also like
Slide 1 of 10
Kocamın Patronu (Tamamlandı) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Lavin cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
GECENİN İZİ cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
SARRAF cover
SAKA VE SANRI cover
Fındık Tarlası cover

Kocamın Patronu (Tamamlandı)

57 parts Complete

"Elimden tutup yatak odasına götürdü. Beni yatak odasına götürürken istediği her şeyi yapmaya istekli olduğumun bilincindeydim. Vücudumu beğenmesini ve çekici bulmasını seviyordum. Çok formda göründüğünü, çok sert ve adaleli bir vücudu olduğunu düşündüm ve bedenini hissetmek istedim. Gözlerinde beni ne kadar istediğini açıkça görebiliyordum ve bu beni her şeyden daha çok mutlu ediyordu. Genç bir adamın olgun vücudumu arzulayabilmesi heyecan vericiydi." Normal bir ev kadınıyken, kocasının başına gelen felaket sonrası kendisini kocasının patronunun sekreteri olarak bulan kadının öyküsü.