"Bir kasabanın karanlık köşeleri, cehaletin ve zorbalığın gölgesinde kıvranırken, herkesin gözünde parlayan bir yıldız vardır: San. Kasabanın idolü, büyüleyici dış görünüşüyle hayranlık uyandırırken,ardında derin bir boşluk ve acımasız bir gerçek yatar.Woo ise,bu parıltının altında kaybolmuş bir gençtir;dışlanan, zorbalıklara maruz kalan ve San'ın acımasız oyunlarının hedefi.San'a karşı beslediği nefret, her gün daha da derinleşirken, aralarındaki çatışma kaçınılmazdır.
Woo, San'ın oyunlarına ve acımasızlıklarına karşı koyarken, içindeki öfke ve hüsranla yüzleşmek zorundadır. İlişkileri, nefretle şekillenen bir döngüye hapsolmuşken, kasabanın derinliklerinde saklanan karanlık sırlar, her an ortaya çıkmayı beklemektedir.
San, Woo'yu bir satranç piyonuna dönüştürürken, özgürlüğe ve gerçek duygulara ulaşmanın yolu giderek daha karmaşık hale gelir. Zorbalığın ve aşkın birbirine karıştığı bu hikaye,okuyucuyu bir seçimle yüzleştirir:Gerçekler gün yüzüne çıkacak mı,yoksa her şey karanlıkta mı kalacak?Karanlığın pençesinde, bu kasabanın sırları,belki de her şeyi altüst edecek bir kıvılcımın peşindedir."
Kitapta rahatsız edici sahneler ve konular bulunmakta,bu yüzden hassas kişiler veya taciz,tecavüz ve şiddet gibi konularda travma sahibi olan kişilerin okumaması tavsiye edilir.
Bunlar sadece bir kurgu bu yüzden lütfen San'dan nefret etmeyinn
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.