Kayıp Ruhlar:
Sevgi görmemiş her çocuk, kanatsız bir kuştu ve kanatsız bir kuş asla özgür kalamaz, uçamazdı.
Sevgi görmemiş her çocuk, kanayan bir yaraydı ve asla kabuk bağlamazdı bu yara.
Sevgi görmeyen her çocuk, aslında birer kimsesizdi ve bu kimsesizliği yalnışlarla doldurur kendisini yaralardı...
Kırık Kalpler:
İnsan daha doğarken, belirlenirdi kaderi. Kanlı bir kalem yazardı bu kaderi. Her şey senin elinde aslında. Akılına gelebilecek her şey. Kaderine kanla yazılmış, yazıyı silmek ve yok etmek bile. Bu hayata daha ilk kez gözlerimizi açarken bile çabalıyoruz. Aslında bütün olay buydu, çabalamak ve boyun eğmek. Yaşam uğruna çabalamak, bu daha gözlerimizi ilk kez, açmazdan önceki çabamızdı. Pek tabii, bu hayatı, sana verilmiş hayatı bitirmeye çalışmak, yaşadığın, nefes aldığın her saniye kadar günahtı. Bu da bir çabaydı. Her şer de bir hayır vardır derler, hayır, hiç bir şerde hayır olamazdı. Şerde, hayır bulmak sana mahsus bir şeydi. Kötü bir şeyi iyiye düşünmek, senin düşünce tarzındı, senin çabandı. Çabalamadan, şerde hayır bulamazdınız.
Peki ben kaderime kanlı bir kalemle yazılmış bu yazıyı silebilecekmiydim?
Neden iki kurgumun isminin olduğunu tanıtım bölümünü okuduğunuzda anlayacaksınız.
Sevgiden nefrete dönüşen imkansız bir aşkın hikayesi.
"Onlar cehennemi yaşayacak, Aşk cennetin dilinden onlara kalan tek an olarak kalacak, bu aşkın adı cennet olmayacak."
Duyuyor musun?
Senin ruhun ölümün kırçıl masalı,
uçurumlar vaad etti sana.
Damarlarında zehir gezerken, yasadışı bir soğuk işledi zihnine.
Kimsesizlik kanamalı bir acının yollarında tökezlediğinde, kız çocuğunun sesini bul,
Aynadaki kırık yüzünü topla,
Gözlerinde seğiren acı denizinde yüzdür.
Uçurumların seri cinayetleri yalpalandırırken, ruhunun sesini sakla cebinde.
Ağzını açsan bir ayna dolusu cehennem,
sesinin gülen yanına bir ölüm daha sus!
Yağmur işgalli bir gecede kapını çalanlar; bak sana getirdi dil sürçmeli peltek yanlızlıklar, satırlarında kan sızar.
Yanlız kalmaktansa dolaşan kanında, yara olup kana adın her anıldığında.
LEZÂ...