Olimpos'un Laneti
  • Membaca 345
  • Suara 112
  • Bagian 6
  • Membaca 345
  • Suara 112
  • Bagian 6
Sedang dalam proses, Awal publikasi Feb 29, 2024
Dewasa
Tanrıların Tanrıçası Hera, büyük bir hata yapmıştı. Her yerde olduğu gibi Olimpos'ta da bazı yasaklar ve günahlar vardı. Eğer bunların birini yaparsanız Adalet Tanrıçası Themis tarafından cezaya çarptırılırdınız. İşlediğiniz günahın büyüklüğüne göre aldığınız ceza da kat be kat artardı. Tanrıça Hera ise Themis'e göre en büyük günahı çoktan işlemişti; aç gözlülük.

İşlediği günah Tanrılar arasında anlaşmazlığa yol açmıştı. Herkes Tanrıça'nın böyle büyük bir isteği olduğunun farkındaydı ama bunu yapmak için ya fazla cesur olmalıydın ya da aptal.

Tanrıça pişmandı fakat Themis, kimsenin göz yaşına bakmazdı, ortada bir suç varsa cezası da olmalıydı. Ve bu büyük günahın cezası ağır olacaktı.

Themis gerçekten acımasızdı çünkü ondan en değerlisini alacaktı.

Themis gerçekten acımasızdı çünkü Tanrıça'nın cezası tüm Olimpos'a kesilmişti, Olimpos'ta ki tüm yarı tanrılar lanetlenmişti.

Ve bu olay tarihe Olimpos'un  Laneti olarak geçti.





‼️Cinsellik, küfür, argo ve şiddet içermektedir.


‼️HİKAYE TAMAMEN KENDİ KURGUMDUR, HİÇBİR BAŞKA HİKAYENİN UYARLAMASI DEĞİLDİR!
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan Olimpos'un Laneti ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
atau
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
72 Bagian Sedang dalam proses
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
FIRTINA ZAMANI  cover
Yılan Yuvası cover
YIRTICI GÖZLER cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
Zamansızların Ardından  cover
Azrathia'nın kamçısı cover
Ejderhanın Tutsağı cover
Öğretmenim gxg cover

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)

72 Bagian Sedang dalam proses

Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.