42 parts Ongoing MatureHiç dile getirilmemiş bir sevda. Konuşmadan sevmek , uzaktan gözlerinle sevdanı anlatmak işte buydu bizim hikayemiz.
Gitmeden önce bana sevgiyle ışıldayan gözler , şimdi kızgınlıkla bakıyordu. Gelişimi , yıllar sonra geri dönüşümü sorgular gibiydi.
İçinde yıllardır biriken sorular olduğunu görmemek imkansızdı. Saf öfkeyle beklemediğim bir anda bağırmaya başladı.
"Neden , neden döndün. Neden şimdi tam senden umudumu kesmişken , yeni bir hayat kurmuşken döndün. Ben bekledim yemin ederim tam 9 yıl umutla geleceğin günü bekledim. Senden umudu kestiğim anda , herşeyi yoluna koymuşken çıkıp geldin" dedi arkasını dönmesi yüzümü görmek istememesindenmiydi.
Daha sakin kelimelerle "dön geldiğin yere , yıllardır olduğun yere dön. Bir dahada karşıma çıkma" dedi. Yaklaşmak için hamle yaptığımda geri çekildi.
"Benim senden başka gidecek yerim yok ki. Benim senden başka kimsem kalmadı. Bir tek , bir tek sen kaldın" dedim çaresizce.
"Bende yokum. Geleceğin en son yer bile olmamalıydım. Git , unut , yıllardır yaptığını yap" dedi. Denizin dalgaları kayaları dövüyordu. Martıların sesleri ve deniz bir bütün olmuştu.
sessiz bir çığlık koyverdim dudaklarımdan. Sadece çaresizlerin duyabileceği , kalbi yanık olanların anlayacağı feryad.
"Gidemem. Sana gelmem hataydı. Yinede gidemem. Ama sen yokmuşsun gibi davranırım. Karşına çıkmamak için elimden geleni yaparım. Ama buradan gitmem imkansız " dedim acıyla yutkundum. Boğazımı yakan acı , kalbime saplanan hançer , elimi kolumu bağlayan yeşil hareler.
Soruyorum size yıllar sonra sevdiğiniz adamın nişan günü dönmek nasıl bir talihtir. Yada dönmek için o günü bulmanız. Giden mi suçlu kalan mı. Sevip bekleyen mi yoksa umudunu yitirip yoluna devam edenmi. Suçlu biz değildik. Bizi ayıran insanlar , yollar , okyanuslar ve ayrılık treniydi...