Arya. Tanınan, zengin bir ailenin tek varisi , mutlu ama eksik bir kız. Edis . Dedesinin ölümünden sonra yanlış da olsa prensipler edinen , kendini bir anda ona bağımlı bir kızın yanında bulan , varlıklı bir ailenin tek varisi , her şeye rağmen eksik bir çocuk. Hayatlarındaki tek ortak nokta varlıklı bir ailenin tek varisi olmaları değil ; arkadaşları , eğitim hayatları , sakladıkları sırlar ...
Hayatları düz bir çizgide ilerlerken ölümcül bir hastalık , hayatlarını ne kadar değiştirebilirdi ki? Hiçbir şey gizli kalmazdı, kalmayacaktı. Herkes eteğindeki taşları dökecek , yüzleşecekti.
Mutlu sonlar sadece masallarda mı olurdu? Peki ya bu da bir masalsa?
"Hani bir Kelebek yakalarsın ya bakmak istersin; Elini açsan kaçacak sımsıkı tutsan ölecek, işte böyle bir şey seni sevmek ..."
"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar."
-
Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik.
Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik.
Birbirimizi yitirdik.
Kendimizi bitirdik.
Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz.
Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz.
Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim,
bu yüzden onu sevmek-
Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...