Bir sabah uyandığımda, ait olduğumu düşündüğüm evin bana soğuk geleceğini nereden bilebilirdim?
Ne dört duvarı vardı bahsettiğim evin ne bir çatısı ne de bir kapısı. Bahsettiğim evin ilk bakışta sıcak görünen ama içine girdiğinde üşüten kahve gözleri, sana cenneti vaat ettiğini düşündürürken cehennem ateşinde yanmana neden olan bir gülüşü, başlarda korkup kaçsan da sonrasında bana ait olduğum yermiş gibi hissettiren ama aslında yabancı olduğun dokunuşları vardı.
Bir yalancı rüzgardı; esip geçmiş diyemeyeceğim kadar her şeyimi alan, beni üşüten, beni savuran bir rüzgardı. Sertti, soğuktu ve yıkıyordu.
Bahsettiğim o yıkıcı rüzgar tam da karşımda duruyordu şimdi. Bunca zaman kendi öz aileme bile ait hissetmemişken ona ait olabileceğimi düşünmek benim aptallığım mıydı yoksa onun kurnazlığı mıydı, bunu hiç bir zaman ne bilecektim ne de bilmek isteyecektim.
Ama bildiğim bir şey vardı, o da bu adamın gökyüzünde benim yerim olmadığıydı.
O adam bana uçmayı öğrettikten sonra beni gökyüzüne kabul etmeyendi.
"Ben ona aşkı anlatmadım, o aşkı zaten çok iyi biliyordu. O beni sevmeyi bilmiyordu, ben de anlatmak için fazla sevgisiz kalmıştım."
☀
Giriş Bölümü Yayınlanma Tarihi: 14.06.2024
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."