Luna'nın uzattığı suyu içtiğimde, birkaç dakika sonra daha iyi olduğumu fark ettiğimde bu imkânsızdı, ilk defa hasta olmuyordum ben kesinlikle kafayı yemiştim.
"Şimdi daha iyi olduğunu bana şaşkın bakan gözlerinden anlıyorum, memnun oldum Evelina ama bu anlattıklarına benden inanmamı bekleme. Burası Kızıl vadi burada sadece kurtlar yaşıyor sınırın ardında, Siyah vadi var orada vampirler ve son olarak Mavi vadi de büyücüler yaşıyor. Üzgünüm ama burada Histon adında bir yer yok... Orası neresi bilmiyorum ama anlattıkların çok saçma, kurtlar aşkına birisi senin aklını mı sildi? Geldiğinde üzerinde saçma telli bir elbise vardı, buradaki hiç kimse böyle giyinmez. Birde telefon diyorsun onun ne olduğunu bile bilmiyorum, sen kesin iyi değilsin ben sana en iyisi lotus çorbası yapayım da ye aç olmalısın."
Duyduklarıma inanamıyorum ne kurdu ne vampiri ne büyücüsü, bunlar kafayı yemiş buradan hemen gitmem lâzım. Küçükken okuduğum fantastik kitaplar bile bu kadar deli saçması değildi, lotus çorbası ne ya tanrı aşkına bunlar gerçek olamaz. Ben kesin yüksek ateşten deli saçması bir kâbus görüyorum, bu yüzyılda telefonun ne olduğunu bilmeyen mi var.
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."