Hiç kedi peşinde koşarken, polis de sizi kovalamaya başladı mı?
Ya, sırf sesinizi beğenen biri size canlı yayında evlenme teklifi edip, reddedildiği için rezil etti mi?
Kovulmamak için, yanlışlıkla çöp kovasına düştünüz mü? Tamam tamam, çok ortadan başladım. Bir de bunun başlangıcı var. Tüm Hikâyeyi geri sardığımızda ben kendi halinde hayata tutunmaya çalışan sıradan biriydim. Sıradan dediysem, yanılmayın sakın. Şahsına münhasır bir sıradanlığım vardır benim. Biraz sakar, çokça bela çeker bir insanım. Bazen tüm evrenin bana karşı olduğunu hissetmiyor değilim. Daha adım konulurken, kaderim belli olmuş sanki.
Annem, ilk baharda doğduğum için adımı Bahar koymuş, ömrüm boyunca güleyim diye de "Gül" eklemiş başıma. Gülbahar Şanslı olarak hayatıma merhaba demişim o gün. Hayatım boyunca pek gülemedim. Bahar ayını da hiç sevemedim. Bahar demek, hapşırmak demek benim için. Hele de patronunuzun yüzüne hapşırdığınızda işler fena halde karışabiliyor. Ah, bu başka bir zamanın hikayesi. Soyadıma gelince, "Şans" kelimesi pek yanıma uğramasa da, arada sırada evren sanırım kıyak geçiyor bana. En azından şimdiye kadar aşık olmayacak kadar şanslıydım. Hayatım boyunca aşk istemedim. Benim başka isteklerim oldu hep. Azcık iş, çokca para.
Ben her gece evrene, dileklerimi gönderirken evrenin kendisi sanırım uyukluyordu. Benden giden tüm mesajların duyulmaması imkansızdı değil mi?
Evrenin bana geri dönüşü ne miydi? Boş işler, az para. Bir de belalı bir AŞK.
~Sana bir teklifim var
~Kabul etmeyeceğimi bildiğin teklifler etme
Odadan çıkacağım sırada arkamdan bağırdı
~On iki milyon yani borcunun tamamı
Topuklarım üzerinde dönüp kara gözlerinin içine baktım
~Ne istiyorsun benden
~Benimle 365 gün geçireceksin ben ne dersem o olacak karşılı ğındada hayatında değer verdiğin insanların canı kurtulacak
Şaşkınlıkla suratına bakarken kabul edeceğimi bilmişliğin verdiği üstünlükle sırıttı...