Gözlerinde ne vardı bilmem... Sözlerinde ya? Beni bunca büyüleyen, yüreciğimi bir yavru kuş misali titreten neydi bilmem. Senelerce sordum bu soruları kendi kendime, izledim yüzündeki her bir detayı; kırışıklıklarının birleştiği ayrıldığı noktaları... Ellerindeki pürüzsüz sıcaklık hücre yığınlarımın üzerinden bir saten kumaş misali okşarcasına geçerken, yelkovanı tutuvermek isterdim. Evrendeki en kıymetli kristal, en kıymetli mücevher gibi hissettiğim o saniyelerde tıkılıp kalmak, dönüp dönüp o anları yaşamak ve hissetmek isterdim. Fakat yelkovanı tutamadım, zaman durmadı. Yüzündeki kırışıklıklar arttıkça benden uzaklaştı, bilmem artık boynundaki derin kuytulardan sıyrılıp ciğerlerime doluveren ferahlık hangi sokakta hangi kadını olduğu yerde çivileyip arkasına döndürüyordu. Bilmem, o bal gözlerin derinliklerinde kim serin rüzgarlar estiriyordu. Bilmem, bilemedim.
Aden, tiktokta gördüğü abimin arkadaşı akımını abisinin arkadaşı Mert'de denemek ister.
En fazla ne olabilir ki? Diye düşünüp abisinin arkadaşına akımı yapar ama kaderin cilvesini unutur :)
...
Bütün haklar saklıdır.