"O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. Kilometrelerce öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkânsız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu...'
Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu almadığınız, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce, hatta denizlerce, adalarca ve şehirlerce uzakta olan bir insana âşık olur muydunuz?
Kendinize yapar mıydınız bunu?
Bu hikâye, uzak bir ilişkinin hikâyesi! Birbirlerini görmeden ve duymadan, aylar boyunca gece gündüz konuşan; birbirlerine bu kadar uzak ama bir o kadar yakın olan; aralarına giren binlerce kilometreye rağmen birbirlerine âşık iki insanın hikâyesi! Burası bizim gezegenimiz; burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz...