Story cover for KALBİMİN ANAHTARI/YARI TEXTİNG  by _karamelllmakiyatoo
KALBİMİN ANAHTARI/YARI TEXTİNG
  • WpView
    Reads 60
  • WpVote
    Votes 13
  • WpPart
    Parts 4
  • WpView
    Reads 60
  • WpVote
    Votes 13
  • WpPart
    Parts 4
Ongoing, First published Mar 13, 2024
Aşk her şeyi affeder mi?

Her şeye yeniden başlanabilir mi?

Mevsim kalbinin anahtarını bulabilecek mi?

.
.
.

*bilinmeyen bir numara mesaj gönderdi.

0506 *** ** **:Merhaba Mevsim. Yanılmıyorsam bu kolye ucu sana ait değil mi?

*bilinmeyen bir numara fotoğraf gönderdi.

0506 *** ** **:O çok severek taktığın kolyenin düşmanının sevgilisinde olması ne kadar da şanssız bir durum(!) Mevsim Üner işte şimdi elime düştün.

0506 *** ** **:Bu paslanmış ne olduğu belli olmayan kolye ucu için okulu ayağa kaldırdığına inanamıyorum. 

0506 *** ** **:Sahi kimden gelmişti bu kolye?

0506 *** ** **:Kalp ve anahtar. Daha iyi bir hediye bulamamış mı? Allah'tan anahtar kalbin içine girebiliyor. Gerçi sadece giriyor. Boş bir kolye ama ne yaparsın işte kalbin anahtarı benim elime düştü.Dışarıdan sadece siyah bir ipin üzerinde duran kahve noktalar dışında boynunda görünen bir şey yok. Bari daha büyük bir şey alsaymış.

0506 *** ** **:Ufalasam pastan dolayı kırılacak gibi. Çirkin bir şey. Gerçi sana bu bile fazla.

0506 *** ** **:Sen hiç bir şeyi Hak etmiyorsun,Mevsim Üner.
All Rights Reserved
Sign up to add KALBİMİN ANAHTARI/YARI TEXTİNG to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
AZE by kelebekleroldu1
19 parts Ongoing
"Tahsin amca kim bu herif?" diye sordum. Kara gözleri avına odaklanmış bir aslan gibi keskince benim ürkek yeşillerime odaklıydı. "Behzat Kıvançlı'nın büyük oğlu Halil İbrahim Kıvançlı." dedi sesinde bariz bir gerginlik vardı. Benim tanımadığım bu adam etrafımdaki herkesi fazlasıyla germiş durumdaydı. "Onlar Karadenizli değiller mi? Ne işi varmış bu topraklarda?" diye sordum. Gözlerimi zar zor kopardım kara gözlerinden. Göz göze geldik Tahsin amcayla, "Onun olanı almaya gelmiş babandan, öyle diyorlar..." Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım, "Onun olan ne varmış burada acaba? Bizim topraklarımızda hükmü geçmez onun!" dedim çirkefçe. "Benim hükmümün geçmeyeceği bir toprak yoktur küçük hanım." Arkamdan duyduğum sesle irkildim, bu kalın ve sert ses Halil İbrahim denen adama ait olamazdı değil mi? Tahsin amcanın gözlerinden dehşet geçti, arkamdaki adamın önünde hemen ellerini birleştirip başını eğdi ne oldu bilmiyorum ama sessizce yanımızdan sadece birkaç adım ayrılıp bizi baş başa bıraktı ama hala köşede tetikteydi. Cesaretimi toplayarak döndüm ona. Yakın mesafeden gördüm kara gözlerini şimdi daha bir karanlık bakıyordu. "Topraklarınızda gözüm yok. Ben benim olanı almaya geldim." dedi karanlık çıkan ses tonuyla. Yutkundum, sesimin titrememesine özen göstererek, "Senin olan neymiş?" diye sordum. O an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. "Aze, Aze diye bir kadın. Bey kızı Aze derlermiş buralarda ona." Gözlerim istemsiz irileşti, buzlu suyun içine düşmüş gibi titredim. Aze kızdım ben. Yüreği yiğit, gözleri güleç Aze kızdım... Bey kızı Aze derlerdi bana. *** BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR VE KİŞİLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA ALAKASI YOKTUR.
You may also like
Slide 1 of 10
AZE cover
Yan Dairedeki | texting cover
ASENA cover
BALLICA MAHALLESİ cover
Camdan İçeri Sızan cover
ASYA cover
AŞK ÇİÇEĞİ  cover
MEHİR(Gerçek Ailem) cover
Abilerim cover
Bin Acı Bir Merhem/ Texting  cover

AZE

19 parts Ongoing

"Tahsin amca kim bu herif?" diye sordum. Kara gözleri avına odaklanmış bir aslan gibi keskince benim ürkek yeşillerime odaklıydı. "Behzat Kıvançlı'nın büyük oğlu Halil İbrahim Kıvançlı." dedi sesinde bariz bir gerginlik vardı. Benim tanımadığım bu adam etrafımdaki herkesi fazlasıyla germiş durumdaydı. "Onlar Karadenizli değiller mi? Ne işi varmış bu topraklarda?" diye sordum. Gözlerimi zar zor kopardım kara gözlerinden. Göz göze geldik Tahsin amcayla, "Onun olanı almaya gelmiş babandan, öyle diyorlar..." Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım, "Onun olan ne varmış burada acaba? Bizim topraklarımızda hükmü geçmez onun!" dedim çirkefçe. "Benim hükmümün geçmeyeceği bir toprak yoktur küçük hanım." Arkamdan duyduğum sesle irkildim, bu kalın ve sert ses Halil İbrahim denen adama ait olamazdı değil mi? Tahsin amcanın gözlerinden dehşet geçti, arkamdaki adamın önünde hemen ellerini birleştirip başını eğdi ne oldu bilmiyorum ama sessizce yanımızdan sadece birkaç adım ayrılıp bizi baş başa bıraktı ama hala köşede tetikteydi. Cesaretimi toplayarak döndüm ona. Yakın mesafeden gördüm kara gözlerini şimdi daha bir karanlık bakıyordu. "Topraklarınızda gözüm yok. Ben benim olanı almaya geldim." dedi karanlık çıkan ses tonuyla. Yutkundum, sesimin titrememesine özen göstererek, "Senin olan neymiş?" diye sordum. O an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. "Aze, Aze diye bir kadın. Bey kızı Aze derlermiş buralarda ona." Gözlerim istemsiz irileşti, buzlu suyun içine düşmüş gibi titredim. Aze kızdım ben. Yüreği yiğit, gözleri güleç Aze kızdım... Bey kızı Aze derlerdi bana. *** BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR VE KİŞİLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA ALAKASI YOKTUR.