Şehir ışıklarının ulaşamadığı, gölgelerin hüküm sürdüğü bir dünyada, geçmişin gizemleri bugünün kaderini belirliyor. Polis memuru Emir ve ekip arkadaşı Derya, sıradan bir kaza ihbarıyla başlayan olayların içinde kaybolduklarında, karşılarına sadece fiziksel değil, ruhsal ve psikolojik engeller de çıkar. Kaybolan ortağından, eski dosyalardan ve gizemli mesajlardan yola çıkarak, geçmişin tozlu sayfalarındaki sırları açığa çıkarırlar. Ancak bu sırlar sadece birini değil, tüm hayatlarını tehdit eder. Karanlığın içinde yankılanan bu izler, onların hem mesleki hem kişisel hayatlarını derinden sarsacak, gerçek ve kurgu arasında ince bir çizgi oluşturacaktır. Bu hikaye, korku, gerilim ve dramın kesiştiği bir yolculuğa davet ediyor.
Mesele karanlıkta ışık yakmak değildi, karanlığa rağmen birilerinin elini tutup aydınlığa doğru yürütmekti.
Ben, Beril Oktar. En çok korktuğu şey karanlık olmasına rağmen kendi karanlığına gömülen o kız. Korkularına mahkum olan o çocuk.
Benim hiç elimi tutan olmamıştı. O karanlığa daha çok gömülmek zorunda kalmıştım.
Beni duyan olmamıştı. Buna rağmen çığlıklarımı hiç susturmamıştım.
Ben, Beril Oktar. Küçük Beril'i kendi cehennemimden kurtaramadım ama bu masum insanları sizin kıyametinizden çıkaracağım.
Çünkü bu dünyada "iyi insan" yoktu. Merhametli insan vardı, merhamet ise yaşanmışlıklardan dolayı yaranan bir duyguydu.
Ben ise... Fazlasıyla çok şey yaşadım.
~~~~~~~
Distopik bir kurgu. Kitap tamamen şahsıma aittir.
UYARI! Bu kitapta şiddet, kan, işkence vardır.
Tüm hakları saklıdır.