Gözlerindeki kızarıklık, içindeki acının derinliğini yansıtıyordu. Etrafındaki sessizlik, onun içindeki fırtınanın yankılandığı bir boşluk gibi hissediliyordu. Gözleri, annesinin yüzüne odaklanmıştı; hayat dolu anıları, gülümsemesi ve bir zamanlar onu sıcak kollarında saran o sevgi dolu anlar zihninde canlandı. Artık her şey sonsuza kadar değişmişti ve o küçük kız, hayatın zorluğunu öğrenmek için erken bir dersle karşı karşıya kalmıştı. Rüzgarı, karanlığı ve zamanı daha iyi hissediyordu vücudunda. Damarlarını karıncalandıran o iğrenç his vücuduna doluştu, istemsiz bir anksiyete krizi gibiydi tıpkı.