Zenith'in karmaşa dolu sokakları ruhunun çatısında beslediği körüklenmiş hırsını gün yüzüne çıkarıyordu. Vücudu yara, ruhu acı doluydu. Zamansız planlarının esiri olmaktan sıkılmıştı. O boyun eğmezdi, eğdirirdi. Lorien Stryker henüz yirmi üçüne yeni basmış ruhunu elleriyle Tanrı'ya teslim ettiğinde bilinmez tüm günahları da sırtlanmış oldu. Ardından ıssız bir gecenin şafağında ağzından tükürdüğü kanlarla birlikte onu geri almak üzere büyük bir yemin etti. Yakıcı hırsını buladığı tüm planlarının aksine hesap edemediği tek şey vardı. Isolde Ravelle. Zenith meclisinin en önemli üçüncü üyesi ve savaşlordu Marcus Ravelle'in kızı. Isolde'yi ardında bıraktıklarıyla birlikte hayatına kabul ettiğinde parçalanmış kalbinde bir kibrit alevi hissetti. O alev büyüyüp Zenith'i kül etmeye başladığında Lorien'in artık harekete geçmek için iki defa düşünmesi gerekiyordu. Günlerden bir gün Zenith'e yağmur düşmez oldu. Güneş tüm ruhları kavurdu. O güne kadar Lorien hep düşmanlarını yakmayı hayal etmişti. Ama şimdi, elleri kendi yaktığı ateşin içinde parçalanıyordu. Ve Isolde'nin gözlerinde, hiç beklemediği o şeyi görüyordu. © 2025 | sadecemeftunAll Rights Reserved
1 part