Tam arkamı dönüp dükkana ilerleyecekken bir iki adım ilerimde durmuş bana dikkatli bir şekilde bakıyordu. Kaşlarım çatılırken gülümsemeye çalıştım. "Bir sorun mu var beyefendi?" Adamın ciddi yüzünün aksine dudaklarında sinsi bir gülümseme peydah olurken konuştu. "Evet Hera, sorun sensin." § Şaşkınlık ve hayranlıkla dışarıya bakarken cama doğru yaklaşıp ellerimi cama dayadım. Çiçekler ve ağaçlar hemen dibimdeydi. Bu şaheserlere bakmaya dalmışken arkamdan gelen tok ve kendinden emin çıkan bir erkek sesiyle kendime geldim. "Yeni evinin kış bahçesini çok beğendin sanırım Hera.." § Artık kim olduklarını da merak etmiyordum. Sadece eve dönmek istiyordum. Ama hiç kimse hiç bir şey yapmıyordu. Sarışın adam ifadesiz bir şekilde suratımı incelerken konuştu. "Öncelikle burası Karlos Sarayı. Sen kraliyet ailesinin kraliçe adayısın. O aptal Henry ile evlenirsen gerçek bir kraliçe olacaksın, cidden hala onunla evlenmeyi nasıl kabul edebildiğini merak ediyorum (!)" Yüzümü buruşturdum ve elimi bulanan mideme götürdüm. Her şey üst üste geliyordu ve ben aşırı stresliydim. Burada kaldığım her an karşımdaki adamın üstüne kusabilecek potansiyele sahiptim. "Bak, ne evliliğinden bahsettiğini anlamıyorum ama ben kimseyle evlenmeyeceğim. Sadece eve dönmek istiyorum." "Bu arada.. Sen kimdin?" Sorumla beraber boşluğa düşmüşçesine bir ifadeyle bana baktı. "Ben William, nasıl unutursun? Aramızdaki bağın, o kutsal enerjinin hiç mi değeri yokmuş yani?" § !! İLK FANTASTİK KURGUMDUR HATALAR OLABİLİRR !!