Pembe Oda
  • Reads 6,050
  • Votes 264
  • Parts 51
  • Reads 6,050
  • Votes 264
  • Parts 51
Ongoing, First published Mar 24
"Benim hayatıma kim niye girmek istesin oğlum?" dedim öfkeyle. "Baksana şu boktan hayata. Nesi güzel? Güzel tek bir tarafı yok." Hayatım gittikçe daha çıkılmaz bir hal alıyordu. Ben bir bataklığa battıkça batıyordum. Kirlendikçe kirleniyordum. "Para kazanmak için yemediğim bok kalmadı. Sen biliyorsun zaten." Fikret, bana hiçbir şey demiyor, sadece dinliyordu. "Böyle bir hayata kimse girmek istemez anlayacağın."

"Bence yanılıyorsunuz," dedi bir ses. Sesin sahibine döndüm. Kızıl saçları vardı. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Bu kadın nereden çıkmıştı böyle? Üstü başı da toz içindeydi. "Hayatı sizinkinden daha boktan olanlar, belki de sizin hayatınıza girmek isterler," dedi buruk bir şekilde tebessüm ederek. "İyi günler." Ben donakalmış bir şekilde ona bakarken, o gitmeye koyuldu. Adımları yavaştı. Aksıyordu. Oturduğum yerden ayaklandım ve giden kadının arkasından baktım. "Bu da kim lan?" dedim mırıldanarak.

"Deliye benziyor. Boş ver gitsin," dedi Fikret omzuma vurarak. "Hadi biz de gidelim artık. Can'ın doğum gününe yetişemeyeceğiz." Rüzgar, kadının saçlarını hafif uçurunca sırtının bir kısmı göründü. Sırtında kemer izleri mi vardı? Ellerime baktım. Gözlerimi kapadım. Yıllar önce o odada tenine temas ettiğim kız geldi aklıma...Pembe Oda'daki o kız...
All Rights Reserved
Sign up to add Pembe Oda to your library and receive updates
or
#705rastgele
Content Guidelines
You may also like
Balbeyamir by Bendenizoludeniz
18 parts Ongoing
Bana doğru bir adım daha attığında çamurlu postalları siyah botlarımın ucuna tutundu. Gözlerim gözlerinden milim oynamadı. Kalbimin bu reaksiyonuna şaşırıyordum. Hatta pardon direkt dehşete düşüyordum. Böyle kaba saba, inatçı, sinir bozucu, katlanılamaz birinin bana bunları yaşatabilmesi haksızlıktı. Nabzımın tavan yapmasına yetecek olan varlığıydı zaten, bu kadar yaklaşmasına ne gerek vardı? Öleyim mi istiyordu? - Ahsen. Gözlerinden ayıramadığım gözlerim, yakında boynumun infilak etmesinin sebebi olacaktı. Gökdelene bakmıyordum, sadece gözlerine bakmaya çalışıyordum. - Hım... Eklemlerine kadar ellerini örten siyah eldivenleri boynumda gezindi. Saçımı çekme ayağına elleşiyordu. Farkındaydım. Daha bir çok şeyin de farkında olduğum gibi. Gözleri boynumdan uzaklaştırdığı saçlarımdayken put gibi durmuş telvesinde boğulduğum kahve gözlerine bakıyordum. Şu bakışları bile midemi düğüm düğüm edebiliyorsa öpse ne olurdu acaba. Öpse mi? Öpmek. Tövbe haşa. - Kirayı arttırdım. Ben hala aptal aptal onu izlerken kurban olduğum gülüşü dudaklarında can buldu. Bir insan her haliyle can yakıcı olabilir miydi ya? Gülmesindi bu. Vallahi akşama kalmaz öğlenden gönderirlerdi naaşımı memlekete. Kirayı artırmış Ahsen, dedi sağ melek. Vay şerefsiz, diye de ekledi sol melek. Kira mı? Ne kirası. Kalbimde yaşaması için kira istememiştim ki, orası sonsuza kadar onundu zat... KİRA? - Boğarım seni Balamir.
You may also like
Slide 1 of 10
MAHİ (Mahalle Hikâyesi) cover
Senin Işıkların | Bebek Serisi  cover
HALEL | YARI TEXTING cover
Çilem cover
 its not romantic comedies | taekook cover
Hükümdar Melek'i (+18) cover
Balbeyamir cover
KARA MURAT | Mahalle Serisi cover
Beyefendi /yarı texting/  ~FİNAL~ cover
Delibal cover

MAHİ (Mahalle Hikâyesi)

27 parts Ongoing

Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı. "Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi. "Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?" Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu. "Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.