"Hande--" Zehra'nın sözünü kestim.
"Hiç yorucu olmuyor mu?" Gözlerimde hayal kırıklığı açıkça görülüyor olmalıydı.
Gözleri şaşkınlıkla büyüdü, "Ne yorucu olmuyor mu?"
"Kaçmak. Her şeyden kaçıyorsun. Herkesten. Düpedüz tükenmiş olmalısın."
İşte bu, bir şey söylemek için son şansıydı, herhangi bir şey söylemek için: "Hande, tükendim. Kaçmayı bırakmak istiyorum. Seni sevmek ve senin tarafından sevilmek istiyorum." Ama söylemesini umduğum bu cümleleri kurdu mu? Hayır. Kurmadı.
"Öyle" dedi. Ve kapıdan çıkıp gitti.
Polis Dedektifi Hande Baladın'ın yakın zamanda bir yuva kurmak gibi bir niyeti yoktu. Bekâr olmak, karakolda uzun saatler çalışmanın suçluluğundan kaçınmasını sağlayacak ve nerede olduğunu kimseye açıklamak zorunda kalmayacaktı. Ancak sonra Teşkilat Ajanı Zehra Güneş hayatına girdi ve birden kendini soygun-cinayet davasından daha fazlasıyla ilgilenirken bulmaya başladı.
Teşkilat Ajanı Zehra Güneş, iş hayatı ile özel hayatını birbirinden ayrı tutmakla gurur duyan biriydi. Ancak tek gecelik ilişkisinin Polis Dedektifi Hande Baladın olduğu ortaya çıkınca, dünyalarının çarpıştığını fark eder. Soyguncuları ve belki de gerçek aşkı bulmak için geçmişinin kederinin ve geleceğinin korkularının üstesinden gelebilecek midir?
---------
hanzeh kurgusudur.
Rize'de başlayan, Ankara'ya ve İstanbul'a uzanan bir aşk hikayesi...
Barış Alper Yılmaz ve Yağmur Sönmez
Yağmur daha Barış'ı kimse tanımıyorken sırılsıklam aşık olmuştu ona. Kimseye söylemedi, içinde yaşadı bütün duygularını. Şimdi Barış herkesin gözünpn üzerinde olduğu bir futbolcu; Yağmur kariyer basamaklarını tırmanan genç bir avukat ve yüksek lisans öğrencisi. Rize'de olsalardı her şey daha kolay olurdu...