Her şey üniversitenin yeni dönemine başladığım ilk ay içinde yaşanmaya başladı.
Okulun yeni döneminin açılışına özel bir parti olacaktı. Partiyi organize edenlerden birisi ise başımın belası arkadaşım Neşe'ydi. Yani normalde pek parti insanı olmayan ben bile o partiye gitmek zorundaydım.
Birkaç gün hızlıca geçti ve o gün geldi çattı. İkimiz de hazırlanmış ve gürültülü partiye adımımızı atmıştık. Aradan birkaç içki, yorucu danslar ve eğlenceli dakikalar geçmişti. Midemin bulantısı baş dönmemle orantılı bir şekilde artarken temiz bir nefes almaya ihtiyacım olduğunu hissetmiştim.
Dışarıya çıktım. Derin birkaç nefes alıp sonbaharın soğumaya yeni yeni başlayan akşamlarının havasını içime çekmiştim. Daha sonrasında ise kenardaki kaldırıma oturdum.
O anda sarhoşluğun bana verdiği etkiyle zar zor hatırlayabildiğim şey ise yavaşça bana yaklaşan topuklu ayakkabı sesleriydi.
Uyandığımda ise göz ağrıtacak kadar beyaz bir odada, yumuşak bir yatakta yatıyordum.
Hastahanedeydim.
Neşe'nin dediğine göre partiden sonraki sabah evin arkasındaki ormanlık alanın girişinde baygın bir halde bulunmuştum. Ama bu alkolün etkisinde kalmanın bana verdiği bir baygınlık değildi, oradaki insanların çabalarına rağmen uyanmamıştım ve endişeyle çağırılan ambulansla apar topar hastaneye kaldırılmıştım. Hastanede fark ettikleri şey ise herkesi şok etmişti.
Yüksek miktarda kan kaybetmiştim. Ama ne bulunduğum yerde ne de evin hiçbir noktasında doğru düzgün bir kan kalıntısına ulaşılamamıştı.
O halde o partinin yaşandığı akşam başıma ne gelmişti?
Bu sorunun cevabını o kızla, yani Gece'yle vakit geçirmeye başladıkça daha çok düşünmeye başlamıştım. Onda bir gariplik vardı, bunu sezebiliyordum. Fakat düşüncelerimde haklı çıkmaktan da korkuyordum.
-
19.08.2024
Sadece kafa dinlemek için çıkmıştım evden bir daha dönüşüm olmadı eve bir vampir tarafından esir tutuldum bu beni oldukça korkutuyor kaçmaya çalıştığım an dibimde bitiyor
sırlar gün yüzüne çıktığında aramızdaki bağlar dahada kuvvetli oluyor
aşk mı bu nefret mi bu hangisi
kurgu