''Leydi Darcia.''
Tek gözüm kapalı bir şekilde parmak uçlarımla tuttuğum ince, uzun bardaktaki sıvıyı sanki şu an bu dünyadaki en önemli şeymiş gibi büyük bir dikkatle izliyordum.
Saydam, sarımtırak bir beyaz rengindeydi, içinde sayamayacağım kadar fazla baloncuk vardı. Baloncuklar yukarı doğru yükseliyor ve tam olarak seçemediğim bir hızda patlayarak yok oluyorlardı.
''Leydi Darcia...''
Bardağı dudağıma yaslayarak alkollü sıvıdan bir yudum aldım. Canım yanmadı, ama ağzımda yanmayı anımsatan ekşi bir tat oluştu, baloncukların ağzımda patladığını hissedebiliyordum.
Tadı güzel değildi ama garip bir şekilde daha çok içmek istiyordum.
''Leydi Darcia!''
Yüzümü buruşturarak rahatsız bir ifadeyle Darcia adındaki kişiye seslenen kadına baktım. Yüzünde endişeli, biraz da benim gibi rahatsız olmuş bir ifade vardı.
Aniden aklıma gelen şeyle gözlerim hafifçe aralandı, kadının dakikalardır seslendiği Darcia bendim...
***
21. Yüzyıl Türkiye'sinde doğan ve çocukluğunu orada geçiren Doğa, dünyanın en iyi üniversitelerinden birinden mezun olduktan sonra bir makine mühendisi olarak çalışmaya başlar. Fakat zeki beyinler her zaman takip edilir ve arzulanır, Doğa'nın başına gelen de işte tam olarak budur. Perde arkasından dünyayı yöneten bir şirket için çalışmaya ve silah üretmeye başlayan Doğa, çok geçmeden çalıştığı şirket için vazgeçilemez bir elmas madeninden farksız hale gelir. Fakat gözlerin üzerine çevrilmesi ve her adımını büyük bir dikkatle takip etmesi her zaman iyi değildir.
Bir kaza, ya da belki de insanların kader dediği tiyatro oyunu sonucu şirketin kana bulanmış tarihinden haberdâr hala gelen Doğa; artık bir elmas madeni değil, kurtulunması gereken bir nükleer atıktı.
Çalıştığı şirket tarafından suikaste kurban giden Doğa, gözlerini açtığında artık Dünya'da değil, Lisova'dadır.
Ömrünü adadığı erkek ona ihanet ettiğinde bir insan ne yapmalıdır?
Pelin'in hayatı boka sarıyordu. Hayal ettiği işi yapamadığı gibi çocuk istediği eşinin başka bir kadından çocuğu olduğunu öğrenmişti. Hayatından ne istediyse hiçbir zaman elde edememişti.
Aslında hayatının hangi nokta da ters gitmeye başladığını biliyordu.
Lise yılları....
Ama geri dönüş yoktu öyle değil mi?
Bir gece annesinin evinde kalırken ev telefonunun çaldığını duydu. 90'lardan kalma telefonun hala çalıştığını bile bilmiyordu. Aldığı uyku ilaçlarının etkisi bedenini ele geçirirken telefonu kaldırdı ve kulağına götürdü.
Sonrası ise karanlık.
Kendine geldiğinde annesinin evindeki yatağında uyandı. Ne olduğunu çok geçmeden anlamıştı. 1998 yılındaydı. 17 yaşındaki haline geri dönmüştü.
Geriye hayatını değiştirmek kalıyordu.
Üstelik eğer başarılı olursa okulun popüler çocuğunun da hayatını kurtarabilirdi. Tabi bunu yaparken ona aşık olmazsa.
Bunu başarabilir miydi?