"Benden Sonra Fırtına"
Her fırtına bir sessizlikle başlar. Ve bazı sessizlikler ömür boyu sürer.
Yağmur Cesur Karaer... Güvenin, teslimiyetin ve ihanetin en karanlık halini yaşayan adam.
İlya Naz Demiray... Kalbindeki savaşları intikamla süsleyen kadın.
Birbirlerinin kaderine hükmeden bu iki ruh, bir aşkın içinde kaybolduklarında, geride yalnızca paramparça bir geçmiş kalır.
Güvenin bir ilüzyon, aşkın bir ceza olduğu bu hikâyede, herkes yıkılır.
Ama bazıları küllerinden doğmak için yanar.
Bazı aşklar biter, bazıları ise bir ömre hükmeder.
"Keşke beni sevmeseydin, ama en azından yalan söylemeseydin."
Gerçekler kanatır, suskunluk öldürür.
Ve bazen en büyük düşmanın, seni en çok seven olur.
Aşkın, ihanetin ve intikamın fırtınasında savrulmaya hazır mısın?
Çünkü bu hikâyede herkesin bir gün yüzleşeceği bir "son" var.
Ve o son, aşk kadar yakıcı, fırtına kadar yıkıcı.
Kalabalığın ortasında, bir anlık boşluk oldu sanki.
Göz göze geldiler.
Ne bir selam, ne bir mimik.
Sadece bir bakış.
Sessiz.
Doğrudan.
Aniden ve nedensizce dikkat çeken.
Sonra bir şeyler söylendi, kahkahalar tekrar yükseldi, biri müziği değiştirdi. Rana yeniden başını çevirdi, sanki hiçbir şey olmamış gibi.
Ama olmuştu.
Bir an.
Kısacık.
Ama gözlerini kapattığında tekrar tekrar aklına gelecek kadar net bir an.