Zihninin savaşçısı olan bir kız... Hayatın gerçeklerinden biraz olsun kaçmak için sevdiği,ona değer veren dostlarıyla bir orman yolculuğuna çıkar.Zihnini geride bıraktığını düşünür ve koskoca bir ormanın ortasında kalan bir kütük eve kısa bir kafa tatili için giderler. Evin biraz ilerisinde olan küçük bir göle doğru ilerlediğinde,yaklaştıkça gölün üzerine düşen gölgesinde zihnini yeniden karşısında görür ve aslında zihninden kurtulamayacağının farkına varmaya başlar. Fakat aynı ormanın içinde siyah bir karavanda yaşayan genç adam ve küçük dostu Pera ile karşılaştığında,zihninde verdiği büyük savaşlar onu başka şeylere sürükler ve iltica ettiği ormanda tanıdığı adamın ona hissettirdikleriyle zihnini onunla doldurmaya kararlıdır.Çünkü genç adama göre o bir zihin savaşçısıydı.Ve genç kız da bir zihin savaşçısı olmaya artık kararlıydı. ... "Sana bir daha nasıl ulaşabilirim?"diye sordum ona doğru bir adım daha attığımda.Gözlerine baktıkça adımlarım sanki daha hızlı gidiyordu ona. "Bana ulaşmak senin için kolay olacaktır zihin savaşçısı.Zihnin sana elbet yardımcı olacaktır,"uzaktan sert gibi duran ama yakından bakınca asla sert olmayan simasıyla gülümsedi ve devam etti cümlesine.Gözüm çenesinin üzerindeki küçük bene kaydı,ardından keskin koyu kahve renkte olan,bir o kadar da yumuşak bakan gözlerine çıktı.Yapraklar hışırdadı.Gölün üzerine düşen yağmur damlaları ikimizin melodisi oldu. "Tabi zihninde bana da yer ayırabildiysen."Gözbebeğinden bir ışıltı geçti.Küçük de olsa bu durum beni de gülümsetti. "Eğer öyleyse ben her daim buradayım...Düştüğün yerdeyim..." 💧🌳🐾🚐