Bir yanlış numarayla başlayan sohbet... Ve satır aralarında büyüyen bir bağ.
Bir mesaj.
Sadece bir mesajla başladı her şey.
Tanımadığı bir numara, yanlış yazılmış bir adres.
Ama kim bilebilirdi ki, en yanlış mesajın bu kadar doğru hissettireceğini?
Görmediği bir yüzle, bilmediği bir sesle... sadece kelimelerle kurduğu bir bağda kayboldu.
Cümleler birikti, noktalama işaretlerinin arasına gizlenen duygular çoğaldı.
Aralarında ne mesafe vardı ne de tanıdıklık.
Ama her bildirim bir adım daha yaklaştırdı onları.
Bu, bir aşk hikâyesi değil sadece.
Bu, görülmeden anlaşılmanın, duyulmadan hissedilmenin, yazıların arasında bir dünyaya sığınmanın hikâyesi.
Yanlış Adres, tamamen mesajlaşmalardan oluşan çağdaş bir kurgu.
Okurunu bir ekranın içine çekip, bir yabancının içini tanımaya davet ediyor.
Bazen güldüren, bazen acıtan ama en çok da "acaba bu mesaj bana mıydı?" dedirten bir hikâye.
"Ben seni hiç duymadım... Ama galiba en çok seni anladım."