Titreyen ellerinde kavradığı silahı kekelemkten konuşamadığı, nefes dahi zor aldığı ağzına doğru götürdü. Dişlerinin arasına aldı ve derince yutkundu. Kendinden emindi ama bir o kadar da korkuyordu bu içinde olduğu durumdan. Aldığı bu ani karardan pişman olacak mıydı? Bunu sadece o ve tanrı bilebilirdi. Hayatının son nefesini almadan önce burada geçirdiği kısa sürede tanıştığı onca insan geldi. Daha birkaç ay önce tanıştığı bu kişiler onun hayatının merkezi olmuştu bir anda. Yaşanan kavgalar, aralarındakin ilişkiler, sakatlıklar ve ölümler, Jeongin artık buna katlanabilecek halde değildi. Nerden bilebilirdi ki gençliğinin baharında bir gencin küçük diline kadar soktuğu tabancasıyla ölmeyi dileyebileceğini. O gencin ta kendisi olduğunu fark ettiğinde her şey çok geçti. Hiç bu gencecik yaşınızda hayatınızın sonu gelmiş veya bir hiç uğruna yaşıyormuşsunuz gibi hissettiniz mi? Ya da dibe çökmüş, yok olmaya yüz tutmuş bir gemi enkazı gibi? Ölüm yolcusu 8 gencin öyküsüne hoş geldiniz.