Bir grafiti sanatçısı ile bir kütüphane çalışanının karşılaşmasıyla başlar. Grafiti sanatçısı, şehrin karmaşasında kendi dünyasını yaratan, özgür ruhlu bir sanatçıdır. Kütüphane çalışanı ise sessiz ve düzenli bir hayatı tercih eden, kitaplara olan tutkusuyla yaşayan biridir.
İkilimiz, tesadüfen karşılaştıkları bir gün, grafiti sanatçısı kütüphanenin önünde çalışmaya başlar. Kütüphane çalışanı, grafiti sanatçısının yeteneklerinden etkilenir ve ona ilgi duymaya başlar. Ancak aralarındaki farklı yaşam tarzları ve değerler nedeniyle başlangıçta çatışırlar.
Ancak zamanla, birlikte geçirdikleri zamanla birbirlerini daha iyi anlarlar ve farklılıklarının zenginliğini keşfederler. Grafiti sanatçısı, kütüphane çalışanının düzenli yaşamından ve sessiz huzurundan ilham alırken, kütüphane çalışanı da sokak ressamının özgürlüğünden ve yaratıcılığından ilham alır.
İkilinin arasındaki çekim giderek güçlenir ve romantik bir ilişki başlar. Ancak, aile baskıları, kariyer hedefleri ve yaşam tarzlarındaki farklılıklar ilişkilerini sınar.
"Nefret ediyorum senden anlamıyormusun?"dedim titreyen korku dolu sesimle
"Sevemiyorum ben seni olmuyor işte artık vazgeç benden izin ver gideyim"dedim artık bağırmaktan kısılan sesimle gözlerimden yaşlar durmuyordu hıçkırıkların arasında kaybolmuştum...benim isyan etmemin aksine o bana acıyan gözlerle bakıyordu ne kadar acizdim
Kolumu tutan elinden kurtarıp kapıya doğru koştum belime sarılan kollar buna mani oldu kafasını boynuma gömerek derin nefes a
ldı
"Veremem....."
"Eğer benden gitmeye kalkarsan seni odaya bile zincirlerim ama izin vermem"dedi korkudan ne yapıcağımı bilmiyordum artık yaşamak istemiyordum bu adamın esiri olmaktan bıkmıştım....