kölelerin İktidarı Yüksekiş

Tanrının varlığını yok sayan bir adam, yeni bir tür oluşturmak isteyen birisi. Tüm yerleşimin ortasında oluşturulan bir insan üretimi ve o yerde seçilen çocukların eğitilmesi... imparatorluğun prensesi savaş sırasında tam ölmek üzereyken karadulun kutsaması sayesinde zamanı geri almıştı ama şöyle bir sıkıntı vardı kendi bedeninde değil de başka bir bedende kulağı çınlatan düdük sesiyle gözlerini açmıştı
...
Ona gelen büyük portresini sonunda açma kararı aldı. Kırmızı tülleri açmak için onlara bağlı ipi yavaş yavaş aşağıya çekti. gümüş bir saç, şeftali rengi dudaklar, kan kırmızısı gözler ve ay ışığına bulanmış bir ten. Hâlâ tuttuğu ipi sıkıca kavradı ardından kopardı. Büyüsünün basıncı her yeri kırdı, parçaladı, döktü. Hizmetçiler onun sinirle coşan büyüsünü hissedince dizlerinin üstüne çömeldiler, başlarını yere gömüp emirlerini beklediler.

... Yükselişin ilk adımları yer altı pazarlarında ve yer üstü sosyetesinde büyük bir ses uyandırarak başlamıştı...

Sen ayak basacak bir gölgesin, üstünlüğünün farkına var
Gölgeler sana itaat edecek, gece ise senin
Gücü elinde tutmayı öğren
Başaramazsan, bedeninin artık yönettiğin bir gölgenin.

Umarım beğenirsiniz😺