"Sen benim olacaksın," dedi alkol kokan nefesiyle. "Benim olmak zorundasın..." Kızın çığlıklarını, yalvarmalarını umursamadan içine girdi. Bakire olması umurunda değildi, ona sefasını sürmek düşerdi. İçinden bir anda çıktı, kızın üzerine doğru eğildi. "Bittiğini mi sandın?" dedi kızın baygın gözlerini görünce. Tek hamlede içini doldurduğunda güldü. "Alev..." dedi fısıldayarak. "Adın gibisin, yakıyorsun..." Kızın göğsünün bir tanesini avucuna aldı, sıktı. "Ama beni değil." İçine boşaldı, kendini yana attı. Yan dönüp kızın çenesine tutarak kendisine çevirdi. "Neden biliyor musun? Seni alevlendiren benim, çünkü adım Rüzgar. Ben sana gelirsem daha da şiddetlendiririm." Kızın kızarmış dudaklarını ısıra ısıra öptü, kan tadını alınca keyifle sırıttı. "Peki... Neden seni seçtim?" Siyah upuzun saçlarını eline dolayıp çekti, boynunu açığa çıkardı. "Onun adı Su'ydu. Ne kadar da zıtsınız, değil mi?" Boynunu ısırdı, çekiştirdi. "Ama benim için aynısınız, şöyle diyeyim..." Keyifle gülümsedi, siyah saçlarını yeniden asıldı. "Aynı siyah saçlar," Elini beline indirdi. "Bembeyaz ten," Bu sefer ise kızın dolmuş, her an ağlamak üzere olan gözlerine götürdü elini. "Ve aynı ela gözler... Sadece tek bir fark var; Onunla sevişmek daha sıkıcıydı." Göğüslerinden birini sıktı, "Pardon," dedi ve çapkınca güldü. "Daha doğrusu, seni sikmek daha güzeldi." Zevk almış bir halde kahkaha attı. Sonra gülüşü yavaşça soldu, o ciddi haline geri döndü. Kızın boğazını kavrayıp tek bir tokatla bayılttı, üzerini giyinip kapıyı kilitlemeden çıktı. Hem de gelecekte olacakları bilmeden...All Rights Reserved
1 part