Bazı ÖLÜMLER uzun, bütün HAYATLAR kısaymış!!!
"Ne yapıyorsun sen?" diye haykırdım.
"Sus, ben ne dersem onu yapacaksın. Kaltak!" bir tokat daha attı suratıma.
"İmdaaaaat!" diye bağırdım ama müzik son sesti, kimse sesimi duyamazdı. Adamın fantezisine bak, beni öldürecek!
"Bağırma" dedi hiddetle, bir tane daha çaktı suratıma. Gözlerim kaydı ve bayıldım. Her şey durdu. Acaba ölmüş müydüm? Yoksa gerçekten kalbimin attığı yere, annemin mezarına mı gidiyordum. 24 saat oldu, kurtuldun.. dedi içimde dedelere, amcalara, abilere hep inanmış olan ses. Ama hep de kazık yedin be Zümra hepsinden, dedi küskün çocuk içimdeki.
"200'e şarj ediyorum. Dur! Geldi."
Bu kadın sesi de neydi böyle, Serkan'dan kurtulmuş muydum, ellerimde bir şeyler vardı ama kesinlikle kelepçe değildi, kafamın üstünde değillerdi bir kere bileklerim, vücudumun iki yanındaydılar. Kadın benim için geldi diyordu, o sırada kapının orada sevinçle zıplayan üç kişi gördüm bulanık bulanık. Sonra içlerinden biri netleşmeye başladı. Çok tanıdık bir yüz, sakalları çıkmış, boyu daha da uzamış ama kızıl sakalları daha da yakışmış bir genç... Beni tek mutlu etmiş insan bilmese de..
"Tuna gelmişsin." dedim son gücümle zorlayarak. Zorladım çünkü gitsin istemiyordum. Ama sesim çok tuhaf çıkmıştı. Kendi sesimi tanıyamıyordum. Boğazıma bir şey mi yapmıştı o pislik? Karnımda bir acı hissediyordum, sanki kesilmiş gibi. Elimi kaldırmak istedim kaldıramadım. Tuna yanındakilere garip bakışlar attı ve sonra yanıma yaklaştı. Doktor gibi görünüyordu, çok yakışmıştı ona doktorluk.
İnsanlar üçe ayrılır; Yaşayanlar, Yaşamayanlar. Yaşayamayanlar...
Yaşayanlar: hâlâ dünyadaki hayatına devam edenler.
Yaşamayanlar: öldükten sonra ikinci bir şansı hak edip bu büyülü evrene gelenler.
Yaşayamayanlar: öldükten sonra ikinci şansı hak eden ancak büyü gücü ve dövmesi oluşmayanlar.
🖤
Başlangıç ve bitiş. Bebek arabasıyla gezdiğim yolları, şimdi tekerlekli sandalyeyle geri dönüyorum.
🖤
En büyük gayesi babasının öğrettiği gibi
adaletli bir avukat olmak isteyen Yargı Yargıcı kendini ölümcül bir hastalığın pençesinde bulur.
Öldükten sonra gözlerini başka bir evrende açan Yargı, hastalıklar içinde yüzerken, çektiği acılar bir anda kesildiği için yeteri kadar tepki veremez. Ta ki karşısında ömür boyu kendisini bekleyen ruh eşini görene kadar.
Yaşamayanlar evreni tüm hızında akmaya devam ederken, Yargı olaylara adapte olmaya çalışacak. Öğrendiği en önemli bilgi ise burada insanların tıpkı bir satranç tahtası gibi altıya bölündükleri olacak. Yargı grubunu bulmak için bedeninde belirecek olan dövmeyi beklemek zorunda. Piyon da olabilir, şah da. Ya da hiçbir grubun dövmesi oluşmaz ve kendini bir anda Yaşayamayanlar'ın arasında bulur. Hiçbir büyü gücüne sahip olmayan ve dışlanmışların arasında...