Tek Bir Aşk Tek Bir Düşman
  • LETTURE 4
  • Voti 3
  • Parti 1
  • LETTURE 4
  • Voti 3
  • Parti 1
In corso, pubblicata il apr 09, 2024
+13 içindir 

Miraç,Enes,Emine 


Emine 

Emine'nin babası emine'yi sevmezdi gibide hayatını hep zehir ederdi emine bir gün evden kaçtı kaçtı gün gidecek yeri yoktu bu yüzden yağmurun altında kalmıştı artık yapamıyordu annesin ölümden tam 5 yıl geçmişti babası emine'ye daha beter davranmaya başlamıştı emine evden kaçarsa belki iyi olucak sandı ve kaçtı kaçtı gün onu fark eden iki arkadaş ona yardım etmişti ama emine o arkadaştan birine aşk olmuştu ve bunun geri dönüşü yoktu diye düşündü 

Enes 

Enes hep iyi bir genç adamdı ta ki bir kıza aşk olana kadar o kız için gerekirse birini öldürebilecek kadar aşık olmuştu enes zengin ama egolu bir çocuktu egolu oldu kadar da yakışıklıdı 


Miraç 

Miraç Enes'in tersine çok soğuk kanlı bir çocuktu buda küçükken yaşadı bir travma ve stres sonrası onu soğuk bir çocuk yapmıştı onun tek değer verdi insan kardeşi gibi gördü arkadaşı Enes  'di buna ne kadar çok değer verse kalbi aşk oldu kızı en değerli kılıyordu
Tutti i diritti riservati
Iscriviti per aggiungere Tek Bir Aşk Tek Bir Düşman alla tua libreria e ricevere aggiornamenti
oppure
#40emine
Linee guida sui contenuti
Potrebbe anche piacerti
KIZIL GECE  di DuruMavii
85 parti Completa
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) di Maral_Atmc6
72 parti In corso
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Potrebbe anche piacerti
Slide 1 of 10
UZAK IŞIKLAR "Kanlı Ay" cover
KIZIL GECE  cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
KIZIL KURT_1( Alfa) cover
Ayza - Yazılmamış Anılar (Yan Öykü) cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
GECENİN HİKAYESİ cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
Ejderhanın Tutsağı cover
küçük ayı ve büyük ayılar cover

UZAK IŞIKLAR "Kanlı Ay"

53 parti Completa

Pera, arkadaş grubuyla kış kampına katılırken, içinde tarifsiz bir huzursuzluk kol geziyordu. Avrupa'nın en yüksek dağı Mont Blanc'un karlı etekleri, kızıl granitleri, sivri buzulları ve göz alıcı zirvesiyle birlikte bir sürprizi daha vardı. Büyülü bir evrenden gelen ve kanlı bir görevi tamamlamak için orada bulunan dört adam. Neşeli kampları bir anda rayından çıkarken, önce en yakın arkadaşının ölümüyle sarsıldı Pera. Mont Blanc'da hiçbir şey olması gerektiği gibi gitmedi. Neşeli kahkahaların yerini ölüm çığlıkları, sıcak şarap kadehlerinin yerini soğuk, açlık ve dehşet verici bir kaçış aldı. Ancak o adamlardan biri, diğerlerinden farklıydı. Gözleri siyah bir okyanusu anımsatan, tehlikeli ve gizemli adam, Ante Davies... "Sakalları, gözleri ve keskin çene hattı... Çehresini oluşturan her ayrıntı bir hikaye gibiydi. Ve ben o karanlık hikayede kaybolmak üzereydim."