❦ Hogwarts ilk kurulduğu yıllarda Helga Hufflepuff ve Salazar Slytherin arasında herkesin fark edebileceği bi şeyler vardı, onlar her ne kadar kabul etmeseler de... Kısa süre sonra zaten aralarındaki aşkın kanıtı nefes almaya başlayacaktı. Yolları ayrılmadan önceki gece Slytherin ve Hufflepuff son kez görüşürler. Bu vedaları hem aşklarının yaşayan kanıtını hem de iki binanın varisini doğurmuştu. Bir kehanete göre bu soydan gelen varis cadı Slytherin bir büyücü ile birlikte olursa ortaya büyük bir güç çıkacaktı. Aradan yıllar geçti. Hiçbir Hufflepuff hiçbir zaman bir Slytherin ile birlikte olmadı. Hatta olabildiğince kendi hallerinde, bu büyük gücü uyandırmadan yaşadılar. Karanlık Lordun yükselmesi ve bu gücü ele geçirmek istemesi üzerine bu soydaki korku da artıyordu. Tam bu korku ve endişenin üzerine Hufflepuff malikanesine güneş gibi bir cadı doğdu. Alina Mila Hufflepuff... Atalarından daha farklı olduğu bebekliğinden belliydi. Onlardan daha fazla büyü yapıyor, yerinde durmuyordu. Herkes bu gücü, bu cadının uyandıracağını düşünüyordu. Doğal olarak da soylarında Slytherin binası çokça bulunan aileler erkek çocuklarını bir şekilde küçük cadının yanına yakıştırmaya çalışıyordu. Black ailesi de bunlardan biriydi. Büyük oğlu Sirius ile Alina yaşıtlardı. Üstelik Hufflepuff ailesi ile dostlardı. Küçükken çok iyi anlaşan bu ikili için ne yazık ki Hogwarts başladığında güneşli günler gözükmüyordu. Sirius ailesinin dediklerinin tam tersini yapıyordu. Alina da bunlardan biriydi. Ancak Sirius'un ailesi yüzünden hırs bürümüş gözünden kaçırdığı kocaman bir şey vardı. O da duyguları.. ❦All Rights Reserved