Alen, yıllar önce aşık olduğu kızın gölgesinde yaşayan bir kadındı. Aşkı yüzünden ülkesini terk etmiş, yabancı bir ülkede yeni bir hayat kurmuştu. Burada, Elise adında bir kadına aşık oldu ve onunla beş yıl süren güzel bir ilişki yaşadılar. Evlendiler, birlikte mutlu günler geçirdiler. Ancak, Elise'in beklenmedik ölümü Deniz'i derinden sarsar ve yas içinde kalan Alen, geçmişin hayaletleriyle yüzleşmek için ülkesine geri döner.
Anılar, Alen'in zihninde canlanır; ilk aşkının tatlı hatıraları, gençlik günlerinin özlemi. Ancak, Alen geçmişiyle yüzleşmekten kaçınır, ilk aşkını aramaz, sormaz. Bir gün, yalnız başına bir kafede otururken, yıllar önce terk ettiği aşkını orada, bir masanın başında görür. Kalbi hızla çarpar, nefesi kesilir. Ancak, Alen cesaretini toplayıp onunla konuşmaz. Onun yerine, sessizce izler; geçmişin gölgesi ve şimdinin gerçekliği arasında sıkışıp kalmıştır.
Kafeden ayrılırken, Alen cebinden bir fotoğraf çıkarır; gençliklerinin baharında çekilmiş, zamanın solgun renklerine bürünmüş bir fotoğraf. Gözleri dolar, ama gözyaşlarını tutar. Fotoğrafı nazikçe katlar ve cebine geri koyar. Dışarı adımını atar ve kalabalığın arasında kaybolur. Kafede kalan kadın, başını kaldırır, sanki bir his varmış gibi etrafına bakınır, ama sonra başını eğer ve yemeğine devam eder.
Kendinden birkaç satırın içinde barındığı hikayemin detayları ve sonrasında olacakları okumaya davetlisiniz.