~ Bu kitap psikolojik bir kitaptır. Ağır travmalar, şiddet, yasaklı madde kullanımı ve cinsellik içerebilir. ~
"Her zaman bu kadar trajik miydi tüm başlangıçlar? Bu kadar acı verir miydi sonlar?
Gerçekten ölürken mi insan farkına varırdı yaşamanın ne olduğunu?
Ondandır herhalde elimizden kayıp gittiğinde anlardık değerini çoğu şeyin... yılların, yaşlarımızın, sağlığımızın..."
Perdenin arkasında, yukarıdakinin yazdığı trajikomik oyuna sıkışıp kalmış bir kadının ana karakter olmak için verdiği çabayla başladı her şey. Geçmişe dönecek, üstünü bir çarşafla kapadığı her şeyle yüzleşecekti. Bazı yüzleşmeler geçmişte kalanları şimdisine taşıdığında tek yapması gereken amacından sapmamaktı.
Yeniden aşık olmamak, kimseyi affetmemek ve iyileşmek.
Egemen Tuna, yeniden hayatına ansızın girene kadar her şey kontrolündeydi.
İlk önce zaman kavramını yitirdi. Sonra da yer. An ve geçmiş birbirine karıştı ama yine de onun gözlerine bakarken uğruna savaştığı başlangıç ellerinden kayıp gitti.
Bir tıp öğrencisi olan Eylül Hazan Akay, yeniden hayatına girmek için tüm kartlarını açık oynayan Egemen'e izin verecek miydi yoksa içinde biriktirdiği tüm yüzleşmeler ve intikamlar için elinden geleni yapacak mıydı?
Kurtarmaya çalıştığı herkes gözlerinin önünde yok olup giderken, hayatın karşısına çıkardığı yeni şanslar için çabalamak hiç bu kadar cesaret istememişti.
Almanya'dan İstanbul'a ve İstanbul'dan Mersin'e uzanan bu yolculukta başa çıkması gereken tek şey kendiydi.
Bazı şeyleri itiraf etmek, bir psikiyatri odasında, doktorun kalemiyle hayat bulan o deftere anlatmaktan daha zordu.
Gençlikte verilen hatalar, yer altı dünyasına bulaşan doğrular, en yanlış zamanda aşık olunan adamlar ve izi geçmeyen kazalar.
Her şeye rağmen denemeye karar verdi.