"Seni uyardım! "Dişlerini sıkarak konuştuğunda onu ilk gördüğüm anda ki öfkesiyle yüz yüze geldim "şimdi buradan gidiyorsun! "Bir elini kolumdan çekerken diğer eli tutuşunu sıklaştırmış cevap vermemi beklemeden beni peşinden sürüklemişti. Birlikte iki katı koşar adımlarla inerken kapıyı açtığı gibi beni dışarı sertçe itip kapıyı suratıma çarptı. Şaşkınlıkla birkaç saniye bekledikten sonra öfkeyle demir kapıya sert bir tekme geçirdim. Derin bir nefes alıp ev görüş alanıma girinceye kadar geri çekilmiş gözlerimle onu görmek isteyerek evi taramıştım. Soğuk havaya karşın gömleğiyle terasta duruyor ellerini cebine koymuş bir şekilde beni oradan izliyordu. "İstediğin kadar beni engelleyebilirsin! "Bağırdığımda ellerini cebinden çıkarıp terasın korkuluklarına koydu "bütün gerçekleri öğreneceğim! Benden sakladığın ne varsa hepsini önüne sereceğim! "Kuzguni gözlerini ardımda bırakarak ona sırtımı döndüm. "Aynı acıyı paylaştığın insanı sakın karşına alma! "Büyük demir kapılara ulaştığımda sesini duymamla beraber olduğum yerde durup omzumun üstünden ona baktım "patronun kim olduğunu unutma! "Bütün sertliği, ihtişamı, heybeti, esrarengiz haliyle geçmişin, şimdinin belki de geleceğin bütün anahtarlarını elinde tutan adama baktım. O Kamer Taşkıran'dı. Kaçtığım, öfkeden deliye çevirdiğim ama hep yalnızca ikimizin biz olduğu bir ana hapsolmak istediğim adamdı.
37 parts