"Gel benimle." Dedi elini uzatarak. "Seni bir yere götüreceğim." "Nereye?" Diye sordum beni heyecanlandıran gözlerine bakarak. "Çok seveceğin bir yere." Dediğinde güldüm ve elini tuttum. Bir süre yürüdükten sonra önümüze kocaman bir kapı çıktı. "Burası neresi böyle?" Diye sordum şaşkınlıkla. Kocaman bir kutuya benziyordu. "Hadi, gel." Dedi ve kapıyı açıp içeriye girdi. Güldüm ve ben de içeriye girdim. Şaşkınlık içinde etrafa bakmaya başladım. O kadar güzeldi ki... Çimenlerin arasında rengarenk çiçekler vardı. Tam karşıda bir masa vardı. "İnanmıyorum." Diye mırıldandım Toprak'a dönerek. "Hayal gibi..." "Benim hayalim neresi biliyor musun?" Diye sordu ellerimi tutup. "Neresi?" Diyerek fısıldadım. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki, heyacandan konuşamıyordum. "Burası." Dedi kalbimi işaret ederek. "Bana ait olan kalbin, kokun, ellerin, gülüşün, saçların, hayat bulduğum o gözlerin... Kalbinle anladım ben sevgiyi. Ellerinle tutundum hayata. Gülüşünle güldüm. Duru, her anımı, nefesimi sonsuza dek seninle paylaşmama izin verir misin?"
31 parts