Çok küçüktüm. Erken yaşta kaybettim annemi. "Canım kızım." diye severdi beni. Koynuna yatıp kokusunu içime istediğim kadar çekmediğim için kızarım kendime. Şimdi bakıyorum okulda herkes ailesinden bahsediyor, birlikte vakit geçirmelerinden söz ediyor. Benim bir ailem bile yok.
Annemi küçükken kaybettim. Bir de kardeşim vardı ama ben 7 yaşımdayken kayboldu biriciğim. Kardeşim Ecem. Ben 7 yaşımdayken o daha 5 yaşındaydı. Okula yeni başlamıştı, aynı okuldaydık. okula gitmek için tek sebebim oydu sanırım. Okulda arkadaşlarımla anlaşamazdım hala öyle gerçi. Okul değiştirmek istedim kaç kere.
Annemin bizi okula bırakmaları gelir aklıma. Beslenme kutumuzu elimize verip; "Sakın aç kalmayın, birbirinize sahip çıkın yavrularım sizi çok seviyorum." derdi hergün. Hatırlarım annemi az çok. Yüzünü tam çıkartamıyorum artık ama kokusu hala burnumda.
Açıkçası babamı hiç sevmezdim. Annem ne bulmuştu bu adamda hala anlamış değilim. Sürekli kavga ederlerdi, en ok da bu yakardı canımı. Annem hemşireydi; kendi yaralarını sarmasını bilirdi ama çoğu zaman yaralarını bizi göğsüne basarak geçirirdi. "Bakmayın siz o adama, oyun oynuyoruz biz." derdi çoğu kez. Bilirdim ben oyun olmadığını. Ben de oyun oynardım kardeşimle. Ama hiç oyun oynarken birbirimize vurduğumuzu hatırlamam. Ben kıyamazdım ki kardeşime zaten. Minicik elleri vardı, yeşil gözleri sarı saçları... Tıpkı annem gibi. Annem de giyim kuşamına dikkat eden bir kadındı. Yemyeşil gözleri, hafif sarı upuzun dalgalı saçları vardı. İnce uzun parmaklarıyla fidan gibi bir vücudu vardı. Babamın haketmediği kadar güzel bir kadındı meleğim. Annem ölmeden birkaç ay önce hergün odamıza gelip sarılırdı doyasıya. Neden böyle davranıyor diye merak ederdim açıkçası.
"Rüyalarıma giriyor senle sevgili olmak, ama sen diye yok bir şey..."
Barış sıkça gittiği kafede yeni işe başlayan Leyla'dan oldukça etkilenir.
05.07.24 - 07.11.24