Story cover for ABAD: ÇÖL GÜNEŞİ by kumralhatun_
ABAD: ÇÖL GÜNEŞİ
  • WpView
    Reads 188,424
  • WpVote
    Votes 7,384
  • WpPart
    Parts 21
  • WpView
    Reads 188,424
  • WpVote
    Votes 7,384
  • WpPart
    Parts 21
Complete, First published Apr 07, 2015
Asya Yüksel, hayallerinin ardından ilerlemeyi tercih etmişti. Tüm zorluklara rağmen Mısır'a gitmeyi başarmıştı. Her şey ilk zamanlar oldukça güzeldi. Ancak karşısına çıkan kişi ile Mısır'da başlayan hikayesi bambaşka yerlere sürüklenmişti. 


Şirketin genç sahibi Asaf Al Hamad gizemli bir adamdı. Yaşadığı zorluklar ile şekillendirdiği kişiliği onu bambaşka bir adama çevirmişti. 


Mohab Al Fayed ise sevdiği kadın için ölümü bile kabullenebilecek bir adamdı. O, tüm acılara rağmen Çöl Güneşine aşıktı. Ve onu bir kere görebilmek için yanıp kavrulmaya bile razıydı.

Türk kızı Asya Yüksel,
Dubai'li milyarder Asaf Al Hamad,
Ve Mısır'ın yakışıklısı Mohab Al Fayed..

Bu hikayenin sonunda ne her şey eskisi gibi olacaktı, ne de herkes eskisi gibi kalacaktı!
**
Hikaye 4-5 seneliktir ancak yeni düzenlenmekte olduğu için bölümler silinmiştir. Emek hırsızlığı yaparak, suçlama, iftira gibi şeylere başvurmayınız!
All Rights Reserved
Sign up to add ABAD: ÇÖL GÜNEŞİ to your library and receive updates
or
#221türk
Content Guidelines
You may also like
KIZILCA by __Katre__
21 parts Ongoing
Hafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı. Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözlerini Yiğit. Ağaca, kurda, kuşa, yerdeki tırtıla, köşede şip şip su içerek keyifle kendilerini izleyen kediye baktı. "Yavuklun var mı? Bi' sevdiğin?" Ani bir şok geldi geçti Dilruba'nın mavi gözlerinden. Köşedeki kedi bile şok olmuş gibi su içmeyi bıraktı. Bir tövbe çekti sessizce. 'Belli...' dedi kendi kendine. 'Bu az çapkın değil. Tipi de müsait az kız koşmuyordur bunun peşinden.' Bir elini beline koydu, eğilip bidonunu aldı eline. "Var!" dedi. Bilmem kaç bıçak saplandı Yiğit'in gönlüne. Ardından söylediği sözler bir bir söktü o bıçakları, yarasını sardı, üzerini bile öptü. "Kocam var benim, bebem de karnımda! Yanımda seni görürse vurur topuğundan alimallah! Hadi var git yoluna." Saçını savurur gibi başını salladı şöyle bir. İçinden 'Hıh!' demeyi de ihmal etmedi. Eli belinde ardını döndü, salına salına gitti tahta kapıya. Girmeden önce arkasını dönüp kontrol (!) etme amacıyla baktı sadece. Göz göze gelince çekemedi birazcık bakışlarını. Eli cebinde kendine bakıp gülümseyen adamda takılı kaldı gözleri. O hafifçe başını eğip selam verince kendine geldi. Omzunu silkti nazlı nazlı. Ayaklarındaki çamuru otlara silip girdi tahta kapıdan içeri. Ardında ise derince iç çeken Yiğit'i bıraktı şüphesiz. "Ah ulan!" dedi cebinden sigarasını çıkarırken. "Ah ulan Kızılca, yaktın beni!" Kızılca'sının onu yaktığı gibi o da sigarasını yaktı. Akşama kadar ayrılmadı oradan, belki camdan başını uzatır diye.
Uçsuz Bucaksız (THB-2) by redndyellow
57 parts Complete
Babasının ve annesinin yaşadığı aşkı sadece o döneme ait kılınmış, gerçeğe dönen bir masal gibi gören Rüzgar, aynı hislerin kendisinde vuku bulduğunu anladığı zaman 17 yaşındadır. Farklılıkları hep seven, tüm genç kızlarda gizemiyle merak ve yakışıklılığıyla hayranlık uyandıran, ketum, kafasındakileri insanlarla paylaşmayı hiç sevmeyen bir gençtir. Yetim doğan, annesinin sevgisizliğiyle büyümüş, ismi kadar narin bir kız olan Eva Çiçek, Devran ailesiyle tanıştığında, içlerinde en anlaşılmaz ve tahmin edilemeze aşık olacağını bilemezdi. Naif görüntüsüne zıt, hayatta birçok defa yere düşüp kalkmasını bilmiş, sarışın güzel genç adamın hayatına karışmasıyla yepyeni bir hayata başlar. Eva, Rüzgar Devran'ı aile içinde, arkadaşları arasında ve yalnızken olmak üzere 3 şekilde de tanımaya fırsatı olacak tek insan olduğunun bilincindeydi. Eva Çiçekle birlikte uçsuz bucaksız dünyalara yelken açacaktı Rüzgar Devran. Yelken yoktu, tekne de yoktu. İlk kural buydu, sınır koymamak ve ucu bucağı düşünmemekle başlıyordu. Farklı dünyalar, gerçek hayatla örtüşen replikler, ergenlikten uzak, ergenlik döneminde filizlenen olgun bir aşkı okumak isteyenler için. Tutkuyla Harmanlanmış Bedenler'deki Acar Devran ve Elvin Duru Devran'ın üçüz çocuklarından Rüzgar Devran'ın hikayesidir. Okumak için, THB okumanıza gerek yoktur. *** Kapak Tasarımı: petitefraises
KIRGIN BEYAZ by lasasella
32 parts Complete
"Peki..." Gözlerimi gözlerinden kaçırarak üzerindeki gömleğe diktim. "Neden dans ediyoruz?" Bu soruyu beklemiyor olmalıydı. Sahte bir öksürükle boğazını temizlediğinde ne diyeceğini merak ederek bakışlarımı gözlerine çıkarmıştım. "Sıkılmışa benziyordun." Omzunda hareketsiz duran elimi sıkılaştırarak ensesine doğru kaydırdım. Bu hareketimle birlikte ona biraz daha sokulmuş sayılırdım. Verdiği sıcak nefesi boynuma çarparken vücudunun gerilmeye başladığı hissediliyordu. Çevremizdeki herkes yok olmuştu şimdi. Sadece o ve ben vardık. Bir de gözleri. Kahverengi bakışları çıplak ayaklarla topraklarına basmışım gibi hissettiriyordu. Bu hissi sevmiştim, kollarının arasında onun topraklarında dans etmeyi. Çevremi saran okyanus kokusuna kapılırken parmaklarım ensesindeki saçların arasına karışmıştı. Artık dans ediyor gibi değildik. Daha çok sarılıyor gibi göründüğümüze emindim. Gözleri görüş açımdan çıkmıştı. Omzunun üzerinden aydınlatmalara bakarken nefesimi tutmuştum. "Belki de sıkılmaya devam etmeliydin." dedi boğuk bir sesle. "En azından öyleyken zararsızdın." Belimdeki eli yavaşça sırtıma çıkarken alt dudağımı dişlerimin arasına alarak nefesimi bıraktım. Dansımızın gidişatını değiştiren bendim ama ateşi açan oydu sanki. Toprağına kül olmak üzereydim. ... Haziran 13, 2023 | Tamamlandı. Kırgın Beyaz isimli ilk wattpad kitabıdır. Kırgın Beyaz, genç kurgu hikayelerimin aynı evrende geçtiği bir seriye aittir ve diğer kitaplarla olay bütünlüğü açısından okumanız gereken sıra şöyledir: - Kırgın Beyaz - Uğur Getirmeyen Böcekler - Kırgın Beyaz 2: Edilen Vedalar
SUSKUNUM by RumeysaGulhan
43 parts Complete
Sır dolu hayatlar, konuşamayan bir kadın, sessiz bir aşk... "Tek bir kelime söylemeni, tek bir kelime söylemeni nasıl isterdim be kadın... Bir kere olsun bana adımla seslenmen için, o güzel ses tonunu duymak için nelerimi vermezdim..." Behzat acıyla Henna'yı izliyordu... "Bırak bu lafları Behzat! Senin tek derdin intikam, senin tek bildiğin çıkış yolu intikam!" Henna'nın dudaklarından küçük bir hıçkırık kaçtı. "Bir intikam uğruna bana bile kıyarsın değil mi? Bir intikam uğruna beni bile harcarsın!" Henna acı çekiyordu... Hayatı boyunca çektiği acılar yetmemiş gibi, bir de ona aşık olmuştu... Behzat, karşısındaki kadının işaret diliyle ona anlattıklarına kederle iç çekti. Başı üzgünce yeri buldu. "Ağabeyinin elinden tek varlığını alacağım Henna... Sana kıyamam ama buna mecburum! Anla beni, mecburum işte!" Behzat acıyla haykırıyordu... Henna ise çoktan ağlamaya başlamıştı. Küçük küçük iç çekişlerle hızla başını iki yana salladı. "Sen benim konuşamamdan güç alıyorsun..." Elleri titrediğinde daha fazla konuşmak istemeyip ellerini indirdi. Behzat, Henna'nın çenesini tuttu. "Henna'm, benim bu hikâyede kıyamayacağım tek kadın sensin..." Ardından ağlayan kadının çenesini öptü. "Suskunum benim..." Acıyla fısıldıyordu. Henna ise çekinerek adamın gözlerine baktı. Behzat keskin yüz hatlarına rağmen yumuşak bir ifadeyle kendisine bakıyordu. Henna'nın sakladığı büyük sır, Behzat'ın soğuk ve çaresiz intikamı... Her şey onlar için büyük bir imtihandı... Bu kadar imkânsızlık içinde bir çıkış yolu bulmak öyle güçtü ki... İki genç de çaresizdi. İkisi de acı çekiyordu. Aşk onlara en acımasız yüzünü göstermişti... © TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR. HERHANGİ BİR KOPYALANMA, ÇOĞALTILMA VE ÇALINMA DURUMUNDA YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR.
DİLAY HANIM by mermarid
43 parts Complete
TANITIM İki düşman bakışın çakışmasıyla genç kız alaycı bir şekilde gülmüştü. Karşısında ki adama tahammül sınırları oldukça tükenmişti. Adamın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Yıllar sonra döndüğü evde yine aynı manzarayla karşılaşmıştı. Karşısında ki kadın yüzünden kolundaki kadının varlığını dahi unutmuştu. Dilay Yavuz... Hayır yıllar önce Dilay Bozkurt olmuştu! Adam hala onu boşamayı unuttuğuna inanamıyordu. Evlendikleri gecenin sabahında kızın gözlerinin içine bakarak alaycı bir şekilde konuşup boşanma evraklarını imzalatıp büyük evden ayrılmıştı. Ailesi oldukça variyetli olmasına rağmen şehirden yarım saat uzaklıktaki bu büyük çiftlik evinde kalmayı seviyordu. Kısa bir süre etrafı inceledikten sonra yeniden önünde ki kadına dönmüştü. Kadının gözlerinde ki o bakışı ölse unutamazdı. Aynı bakış şimdide kadının gözlerinde vardı. Tiksinti! Kadının gözleri kolunda ki kadına takılınca adam gerildiğini hissetmişti. Dilay hiç bir şey söylemeden çiftliğin kapısından içeriye girerken adam arkasından sadece bakmıştı. Babası olmasaydı Dilay ile asla evlenmeyeceğini biliyordu. Ama görüyordu ki gittiğinden beri çiftlikte pek bir şey değişmemişti. Kadın hala çiftliğin sahibi olarak dolanıyor, etraftakilerin hayran bakışlarını üzerine topluyordu. Dilay güzeldi! Kahretsin ki eskisinden bile daha güzeldi. Dişlerini sıkarken en büyük imtihanının başladığından habersizdi.
You may also like
Slide 1 of 10
KIZILCA cover
AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3 cover
Kalpsiz Gelin/Xwînbeha cover
KARTAL BEY cover
Uçsuz Bucaksız (THB-2) cover
ŞAHİN BEY cover
KIRGIN BEYAZ cover
SUSKUNUM cover
DİLAY HANIM cover
Bana Ait cover

KIZILCA

21 parts Ongoing

Hafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı. Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözlerini Yiğit. Ağaca, kurda, kuşa, yerdeki tırtıla, köşede şip şip su içerek keyifle kendilerini izleyen kediye baktı. "Yavuklun var mı? Bi' sevdiğin?" Ani bir şok geldi geçti Dilruba'nın mavi gözlerinden. Köşedeki kedi bile şok olmuş gibi su içmeyi bıraktı. Bir tövbe çekti sessizce. 'Belli...' dedi kendi kendine. 'Bu az çapkın değil. Tipi de müsait az kız koşmuyordur bunun peşinden.' Bir elini beline koydu, eğilip bidonunu aldı eline. "Var!" dedi. Bilmem kaç bıçak saplandı Yiğit'in gönlüne. Ardından söylediği sözler bir bir söktü o bıçakları, yarasını sardı, üzerini bile öptü. "Kocam var benim, bebem de karnımda! Yanımda seni görürse vurur topuğundan alimallah! Hadi var git yoluna." Saçını savurur gibi başını salladı şöyle bir. İçinden 'Hıh!' demeyi de ihmal etmedi. Eli belinde ardını döndü, salına salına gitti tahta kapıya. Girmeden önce arkasını dönüp kontrol (!) etme amacıyla baktı sadece. Göz göze gelince çekemedi birazcık bakışlarını. Eli cebinde kendine bakıp gülümseyen adamda takılı kaldı gözleri. O hafifçe başını eğip selam verince kendine geldi. Omzunu silkti nazlı nazlı. Ayaklarındaki çamuru otlara silip girdi tahta kapıdan içeri. Ardında ise derince iç çeken Yiğit'i bıraktı şüphesiz. "Ah ulan!" dedi cebinden sigarasını çıkarırken. "Ah ulan Kızılca, yaktın beni!" Kızılca'sının onu yaktığı gibi o da sigarasını yaktı. Akşama kadar ayrılmadı oradan, belki camdan başını uzatır diye.