Her şey eksik biraz, ama zamanla tamamlanacaktır.
Sadece günlerin nasıl gelip gittiğini izliyorum, yağmurlar yerleri yararcasına döverken. Günler birbirini kovalarken sessizce çığlık atıyorum herkese, bağırsam da, yıksam da, kırsam da ne fayda? Bir anlayan olmadıktan sonra... Seni senden daha çok düşünen, ayağın taşa takılsa taşı değil, o dağı yerle bir edecek birisinden bahsediyorum. Anlatması hiç kolay değil. Ne desem eksik, ne desem noksan kalır. Biz ona "TARİFSİZ" diyoruz kendimizce.
İşte öyle girdi hayatıma, teninin kokusu sardı bütün gökyüzünü. Nefes almak isterken ona bakma ihtiyacı hissettim. Hiç haberi yok bu satırlardan, fakat ben bir aciz kulum; amacım onun ne kadar mükemmel olduğunu göstermek değil. O öyle güzel sevdi ki, hayatımda aşkın zerresi, sevdanın tomurcuğu bile yokken, kurumuş dediğim o ağaç çiçek açtı, meyve verdi. Ne kadar kızgınlığım, ne kadar kırgınlığım varsa kadere, hepsi onun gelişiyle kuş olup uçtu. Şimdi o benim en değerli yarım, ben onsuz yarım, o bensiz eksik kalır.
Sevmek çok güzelmiş meğer, fakat daha güzeli ne biliyor musunuz? Sevildiğini bilmek. Eksiklerinle, noksanlarınla, kırmadan, dökmeden sevilmek. Sevmenin tarifini sormayın; benim kitabımda sevmek, nereye bakarsan bak onu görmek, kokusunu olmasa bile almak, yanında olmadığında bile yanında gibi hissetmekmiş.
En güzel şey seni sevmekmiş.
Şehvet ve tutku için aşık olmak mı gerekliydi?Atlas Kuzey bekarlığa veda partisinde hiç sevmediği bir kadına dokunarak aslında şehvet ve tutku için sadece aşkın değil nefretin de yeterli olduğunu öğrenicekti.
Seçil Sezgin'le şehvet , tutku ve nefretin içiçe olduğu bir hayata istemeden de olsa adım atıcak , bağımlısı olucaktı.