"Biliyor musun bugün benim için dünyadaki en değerli insanın doğum günü" dedim karşımdaki adını bile bilmediğim adama, adamsa bana tahammülü kalmamışcasına derin bir nefes aldı. Evet, şu an dünya üzerinde benden hazzetmeyen tek insan olabilirdi genelde etrafımdaki erkeklerin hayallerini süsleyen birisiydim ama bu adam beni takmıyordu. Ters psikoloji miydi yoksa manipülasyon mu yapıyordu bilmiyorum yadaki hiç biri gerçekten benden hazmetmemişti ama umrumda bile değildi çünkü bu adamı deli gibi istiyordum şu an. "Kimin?" Dedi bıkkın sesiyle, bende kocaman bir gülümsemeyle ellerimi havaya kaldırdım ve "Benimmm!" Diye bağırdım oturduğum bar taburesinden. Büyük coşkumdan doğum günü konseptime uygun olsun diye taktığım tacım yere düştü. Gözlerini deminden beri içkisinden ayırmayan adam bakışlarını düşen tacıma çevirdi "Tacın düştü prenses almayacak mısın?" Diye sordu mükemmel bir tonda. Sesten tahrik olmak mümkün müydü yoksa ben içkiyi kaçırmış mıydım? "Boşver tacı, benim ona hiç bir zaman ihtiyacım olmadı zaten... sen bana bir hediye vermek istiyor musun?" Diye sordum seksi bir tonda ona yaklaşarak. Ayağa kalkan adam yerdeki tacı eline alıp inceledi önce sonra hala bar taburesinde oturan benim başıma taktı tekrar "Söyle bakalım küçük prenses ne istiyorsun?" Dünya üzerinde şımarıklık bir insan olsaydı ben olurdum kabul ediyorum ama ne yapayım prenses olmak kolay değildi. Gamsız ve umursamazdım beni hiç bir şey üzemezdi, çünkü istediğim her şeye sahiptim. Taki onu görene kadar, kaybetmenin hırsı mıydı canımı bu kadar yakan şey yoksa aşk mı? Hikaye çok az yetişkin içerikli olabilir ....
1 part