10 parts Ongoing Ablam her zaman bizim için "Yanmaktan başka çaremiz olmayacak hiçbir zaman, kardeşim," derdi. "Kasvet bizi bırakmaz."
Kasvetli bir kış günü doğmuştum ben, kasvetime her türlü yangının dahil olacağını da onu tanıdığımda anlıyordum.
O benim tutunduğum dal, kasvetime güneş; vatanıma bir asker, bayrağıma kendini adamış bir yüzbaşı.
Ben yandım. Mesleğime, kurtardığım her canın ve yakınının yüzünde oluşan tebessüme ama bir yandan da kurtaramadığımda oluşan acılara yandım; çevremde dönen bin bir çeşit dolabın esiri oluşuma, ailemin gerçek yüzüne, sevgiyle büyüdüğüne inanmış küçüklüğüme yandım.
Fakat ben en çok o adama yandım; aşkıma, vatanıma, ruhumu fethetmiş ve kalbimi üzmemeye yemin etmiş o gurur duyduğum adama yandım.
O beni tamamlayan tek parçaydı. Vatan için kendini adamış, hiçbir şeyden korkmayan, adından bahsedildiğinde herkesin saygıdan titrediği bir yüzbaşıydı benim sevgilim.
Arkamda onu hissettim. Dönmüştü, aylar sonra arkamda estirdiği amber kokusu onun döndüğünün habercisiydi.
Yutkundum. Kalbim onun aşkıyla kül olurken, bir yandan da ona karşı hasret ve şehadet haberinin gelme korkusuyla savaşıyordu.
Arkama döndüm, işte benim vatanımdı karşımda duran adam. Gözlerimden yaşlar aktı, ben yeniden yandım. Hızla boynuna sarıldığımda beni o kadar sıkıca göğsüne hapsetti ki, kalp atışlarını hissettiğimde kalbimdeki yangının üzerine soğuk sular serpildi.
Başımı boynuna gömdüm, barut kokusu ve derinden yükselen o yaşam verici amber kokusunu içime çektim. Saçlarımı okşamaya başladığında akabinde saçlarıma uzun soluklu bir öpücük kondurduğunu hissettim. Huzur buydu, yaşamak buydu.
"Geldin," diye fısıldadım.
"Geldim," diye fısıldadı. "Ben ne olursa olsun gelirim sana, güzelim. İki elim kanda da olsa, ben şehit düşmediğim sürece, söz verdiğim gibi sana gelirim."