"Burası Karadeniz. Denizi de tüm duyguları gibi hırçındır. Fazla yaklaşırsan içine çeker, uzakta durursan da aklın kalır, nereye gidersen bu denizi unutamazsın. İşte bu yüzden eskiden.." Gözlerini denizden çekip bana döndürdüğünde "Mübre, derlermiş." diye fısıldadı. Gözlerim gözlerine tutunduğunda, ilk defa duyduğum kelimeyi anlamaya çalışarak daha da meraklı şekilde baktım. "Mübre?" Diye tekrarladığımda, gözleri daha da derinleşmiş bir şekilde üzerimde geziniyordu. "Unutulması imkansız olan, demek."