Huxley," Endişelenme sevgili prenses"dedi. "Agapius'a döndüğümüzde sen benim bütün ziyafetlerimin onur konuğu olacaksın"
Wilonan'ın figürü değişmedi ama bakışları karardı.
"Tam buraya oturabilir..." Huxley kendi bacağına yüksek sesle vurdu,"Ve bana arkadaşlık edebilirsin"
" Duy,Duy!" diye cıvıldadı Thorley.
Huxley daha kısık bir sesle şöyle devam etti:" Ve sonrasında birlikte kaliteli zaman bile geçirebiliriz. Şimdi ki gibi önümde diz çöker sonra..."
Eric gürültüyle altın kadehini düşürünce Huxley cümlesini tamamlayamadı. Huxley imalı bir tavırla kaşlarını oynattı.
Eric yüzünün tiksintiyle buruştuğunu hissetti. Huxley'in genç kızlara karşı... doğal olmayan davranışlara eğilimi olduğuna dair söylentiler duymuştu. Özellikle karşı koyanlara karşı. Huxley'e bu sorulsa böyle bir şeyi ağzıyla yalanlardı. Ama odadaki herkes ona aç ve arzulu gözlerle bakan bu Lordun mahkum kızla ne yapmayı planladığını biliyordu.
Wilona da biliyordu. Eric, Wilona'nın kararlılığında hafif sararan bir yüz ve üst dudağının titremesiyle kararlılığındaki çatlak kendini belli ediyordu. Wilona gözlerini kırpıştırdı ve başka yöne çevirdi, Eric 'le kısa bir anlığına gözgöze geldikten sonra gözlerini yere indirdi.Eric midesinin çalkalandığını hissetti ve ani kararını ilan etti.
"Aslında," diye konuştu Eric, şarap kadehini döndürerek."Mahkum yarın bizimle birlikte Friede'ye dönecek" u.
Genç bir kadının yeniden varoluş hikayesine hazırmısınız?
Ceylan'ın yolu ormanının kralı Aslan'la kesişmişti Aslan Karasinar'la.
Bir oyun kurulmuştu içinde masumların zarar görmesinden zerre çekinmeyen bir tilki ve masumları canı pahasına koruyacak bir Aslan vardı. Peki sizce kim kazanır bu oyunu, gerçekten kötüler her zaman kazanırmıydı?
!! Yaş farkı içerir !!