EVİN kahverengi göze sahip, Siyah saçlı, gür kirpikli, uzun boylu, ince ve zayıf, kara kaşlara sahip, aşırı derecede merhametli, çok naif, aşırı derecede duygusal biri, biri ona iyi de olsa kötü de olsa birşey söyledi mi Evin hemen ağlayan biri, duygularını son derecede ve aşırı çabuk belli eden biri, içine son derece kapanıktır, kolay kolay kimseye birşeyler söylemez.
SERHAD siyah gözlü,siyah kaşlı, siyah saçlı, kirli sakallı , uzun boylu, boyuna göre kilolu bir genç.
Serhad dıştan çok sert birine benziyor. Asla kolay kolay gülmeyen biri, gülse bile çok nadir gülen biri. Serhad çok merhametli biri ama dıştan hiç öyle görünmüyor. Belki de Ağa olması onu bu şekilde gösteriyordur.
Serhad Ağa: " senin o şerefsiz kardeşin nerede?"
Murat :" Serhad Ağa önce bi ne dediğinin farkına var. Ayrıca kardeşim derken kimden bahsediyorsun?"
Serhat Ağa: " Lan siz benimle oyun mu oynuyorsunuz! Gerçekten aklım almıyor, çıldıracağım resmen."
X: " Serhat Ağa, Mehmet doğru der. Olayı doğru düzgün anlatalım. Belli ki ne olduğunu bilmiyorlar."
Murat: " Serhat Ağa senle oyun falan oynamıyoruz. Adam akıllı anlat ne olduğunu ona göre konuşup karar verelim."
"Burası... benim evim değil," diye fısıldadım, sesim titrek ve zayıftı. Massimo hafifçe başını bana yaklaştırdı, gözlerini yüzüme sabitleyerek beni inceledi.
"İtalya'ya gidene kadar burası senin evin," dedi, sesi yumuşaktı ama arkasında sert bir kesinlik vardı. "Yeni hayatına hoş geldin, piccola mia. (Küçüğüm)"
"Evime gitmek istiyorum," dedim, boğazımdaki düğümü bastırarak.
Massimo hafifçe gülümsedi ama bu gülümseme eğlenen birinin gülümsemesi değildi.
"Aslında seni zaten yanıma alacaktım..." dedi ve başını hafifçe yana eğerek beni süzmeye devam etti. "Ama duymaman gereken şeyleri duydun, Amore mio (Sevgilim). Bu yüzden, her şey benim için daha da kolaylaştı."
"Benden ne istiyorsunuz?" dedim, sesim hala titriyordu, en azından konuşabiliyordum. "Size istemeden bir şey mi yaptım? Bakın, özür dilerim. Ne yaptıysam pişmanım. Lütfen... bırakın gideyim."
"Gitmeyi artık unut, bella mia (Güzelim.)"
Nefesim kesildi.
"Bundan sonra burada, benim yanımda olacaksın," diye devam etti. Parmağını hafifçe çeneme dokundurup yüzümü kendisine çevirdi. Gözlerini gözlerime kilitlemişti, kaçmamı istemiyordu.
Kaçamayacağımı biliyordu.
"Ve yakında..." Gözleri karanlık bir ateş gibi parladı. "İtalya'da, yeni bir başlangıç yapacağız."
İtalya...
Yeni bir başlangıç mı?
Boğazımdaki düğüm daha da sıkılaştı.