Kitap kıyametten sonra vicdan yokluğunun hüküm sürdüğü bir zamanda geçmektedir.
Kaybetmemek için elinden gelen herşeyi yapan insanlar arasında, kaybetmeye değer birşeyler arayanların hikâyesi.
"Belki servet, biraz şöhret ya da bir aşk. Ne aradığımı bende bilmiyorum. Benimki ruhani bir yolculuk."
Soyguncular efsanesi, efsane olalı çok oluyor. Oysaki herkes bir parçada olsa gerçek olduğunu biliyordu. Şimdi üç büyülü taşı kim bulacaktı?
Burjuvalar mı yoksa Elamenterler mi?
İki ırkın ezelden gelen savaşına artık bir son lazımdı.
"Daha kalbindeki aşk savaşını bile bitirememiş insanlara, insanlığın sonunu yazması için kalem veriyoruz."
Bir kuğu yolunu kaybedip, bir kuzgun bulmuş...
Amacı bir sürüydü. Amacı bir bölgeydi. Amacı ona karşı isyan edenleri yeniden karşısında diz çöktürmekti. Ama en büyük amacı Omegaların da üstün olduğunu kanıtlamaktı.
Sürü, bölge, üstünlük... Tüm bunlar onu soyunu devam ettirmek isteyen bir Kralla karşı karşıya getirdi.
Alfalar lider olur, Betalar onlara hizmet eder, Omegalar böyle bir topumda aşağılanır. O aşağılanmamak için çalmaya başladı. Çaldıkları onu Kralın karşısına çıkardı.
Kral teklifini yaptı.
Hırsız karşı çıktı.
Ama onların kaderleri çoktan birbirine yazılmıştı.
"Kararmış bir toplumda biz, parlayanlar olacaktık."