Taksici Osman o günde her zamanki gibi taksisine müşteri aldığında, müşterisinin duygusal bir romantik roman yazarı olduğunu öğrenmiş oldu ve o yazarın yazdığı roman Osman'ın başına en büyük dert açacaktı!
"Bir roman okuyalım dedik, konular nerelere geldi!"
Hikayeden Kesit:
"Gardaşın değilim ben senin, Hanımağam!" diyen adamla donmuştum.
Ne demek istiyordu bu karşımdaki kalıplı adam? Ağız alışkanlığı yüzünden gardaşım demiştim ama alınmıştı sanırım. Herkese gitmezdi bu laf. Sanırım kırmıştım karşımdaki kalıplı adamı.
"Özür dilerim, ağız alışkanlığı. Komutanım desem sorun olmaz değil mi?" diye sorarken o kurt gözleri kısılmıştı.
"Yok, sorun olur. Yanlışlıkla tertip dersin sen bana hanımağam." Diyen adamla gülmeden edemedim. İlahi o kadar da değildi. Ama karşımdaki adama şimdi ne diyecektim? Ne denirdi ki? İsmini söylersem herkesin yanlış anlayacağını biliyordum.
"Size ne dememi istersiniz o zaman?" diye sorarken gerçekten anlamıyordum. Karşımdaki kalıplı adam bir adım atıp tam dibime girdiğinde, o keskin barut kokusu burnuma dolmuştu. Başımı hafifçe kaldırıp kurt bakışlı adamın o buz mavisi gözlerine bakmadan edememiştim. Gözlerinin içinde yeşillikler vardı.
Başını başıma doğru eğerken, o sıcak nefesi yüzüme vurmaya başlamıştı. Bu adam neden dibime girmişti. Bir isim meselesi yüzünden bu kadar yakın olması doğru muydu ki?
Kulağıma doğru başını eğerken, dudaklarını yanağımda hissetmiştim. Ama o dudaklar hareket ettiğinde, duyduklarımla donmuştum.
Ne diyordu bu komutan!
"Ağam dersin, Hanımağam. Gönlümün ağası dersin."
not: kapak pinterest'ten alınmıştır.
İnsanlar üçe ayrılır; Yaşayanlar, Yaşamayanlar. Yaşayamayanlar...
Yaşayanlar: hâlâ dünyadaki hayatına devam edenler.
Yaşamayanlar: öldükten sonra ikinci bir şansı hak edip bu büyülü evrene gelenler.
Yaşayamayanlar: öldükten sonra ikinci şansı hak eden ancak büyü gücü ve dövmesi oluşmayanlar.
🖤
Başlangıç ve bitiş. Bebek arabasıyla gezdiğim yolları, şimdi tekerlekli sandalyeyle geri dönüyorum.
🖤
En büyük gayesi babasının öğrettiği gibi
adaletli bir avukat olmak isteyen Yargı Yargıcı kendini ölümcül bir hastalığın pençesinde bulur.
Öldükten sonra gözlerini başka bir evrende açan Yargı, hastalıklar içinde yüzerken, çektiği acılar bir anda kesildiği için yeteri kadar tepki veremez. Ta ki karşısında ömür boyu kendisini bekleyen ruh eşini görene kadar.
Yaşamayanlar evreni tüm hızında akmaya devam ederken, Yargı olaylara adapte olmaya çalışacak. Öğrendiği en önemli bilgi ise burada insanların tıpkı bir satranç tahtası gibi altıya bölündükleri olacak. Yargı grubunu bulmak için bedeninde belirecek olan dövmeyi beklemek zorunda. Piyon da olabilir, şah da. Ya da hiçbir grubun dövmesi oluşmaz ve kendini bir anda Yaşayamayanlar'ın arasında bulur. Hiçbir büyü gücüne sahip olmayan ve dışlanmışların arasında...