"Hayat küçük bir kız için çok acımasızdı. Herkes için öyleydi. Hayat kimseye torpil geçmezdi. Herkesi sınardı, küçük bir kızı bile.
Acımazdı, en başından beri. Görünmez yaralar kızın bütün bedenini sarıp sarmalamıştı. Dikenli sarmaşık misali acı vericiydi. Ruhu kurtulmak istiyor ama cesaret edemiyordu.
Adım atmalıydı, prangalarından kurtulmalı ve adım atmalıydı, bunu yapması gerektiğini biliyor ama elinden bir şey geleceğine inanmıyordu. İnanç, küçük kızın içinde ölmüştü.
Ancak tam her şeyin sonuna geldiğine inandığı an bir el, kollarından kavradı ve küçük kızın ruhuna dokundu. O ruh daha önce varlığını unuttuğu umutla titredi. Her şeye rağmen dikenli sarmaşıktan kurtulamayacağını biliyordu, tabii biriyle beraber iş değişirdi, değişmek zorundaydı.
Savaşmak için aradığı gücü bulmuştu küçük kız. Artık tek yapması gereken ayağa kalkmaktı. Artık tek başına savaşmayacaktı..."