ÇİLAY
  • مقروء 478
  • صوت 180
  • أجزاء 6
  • مقروء 478
  • صوت 180
  • أجزاء 6
مستمرة، تم نشرها في مايو ٠٧, ٢٠٢٤
Tam ayağa kalkacağım sırada Sıla'yla Doğukan'ın yakın arkadaşı buraya doğru geliyorlardı.Hemen saklanmam lazımdı.Duyduğumu öğrenirlerse her şey daha da berbat olabilirdi.Koşar adımlarla bir ağacın arkasına saklandım.

Ve onların gülerek buraya girecekleri sırada tatlıcının manzarasıyla karşılaştıklarını anlayabiliyordum.Sesleri çıkmıyordu çünkü.

"Sıla..."

"Oğuz..."

Koşar adımlarla ikisi de içeri girdiklerinde bende saklandığım yerden çıktım.Gidiple gitmemek arasında kalınca gitmemeyi tercih ettim.Eski pozisyonumu alarak dinlemeye devam ettim.

"Ne oldu burada?"

"Bir şey yok Doğukan ufak bir kriz geçirmiş sadece."

"Ufak mı abi?"

"Her neyse Oğuz,Çilay'ı gördünüz mü?"

Kasıldığımı hissettim.

"Yok görmedik.Sen gördün mü,Sıla?"

"Görmedim ki."

"Emin misin,Sıla?"

"Eminim."

"Ne yapacaksın ki,Çilay'ı?"Sıla'nın endişeli sesini ben buradan bile duyabiliyorken onlar nasıl farketmezlerdi ya da farkedip susmayı mı tercih ediyorlardı?
جميع الحقوق محفوظة
قم بالتسجيل كي تُضيف ÇİLAY إلى مكتبتك وتتلقى التحديثات
أو
#326tasarım
إرشادات المحتوى
قد تعجبك أيضاً
GECENİN İZİ بقلم hisssizyazar
45 جزء undefined أجزاء مستمرة
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....