Tekrar lanet olası bir sabaha uyandım. Kalkıp yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda insanların kömür diye dalga geçtiği bir surat görüyorum. Polislerin sokakta gördüğünde ''Madde Bağımlısı'' damgası vurduğu bir surat görüyorum. Ama bundan daha fazlasıyım. Ben düşünen bir insanım , bu sisteme boyun eğmeyecek bir insanım. Aklımdan bunlar geçerken sokağa çıktım ve şehirde birazcık gezdim. Güçsüzlerin yediği dayakları. Serseri oğlunu döven insanları. Polislerin işkence ettiği ama polislerin asla yargılanmadığını gördüm. Her gün hayatta olamaz dediğim olayların yaşanmasını izliyorum. Ailemi de kaybettim. Zaten iki kardeş dik. Anne ve Babamız idam edildi. Kardeşim bunu duyduğunda kendisini maddelere verdi. Bunları aldığı kişilere borcunu ödeyemediği için dövülerek öldürüldü. Onu bütün kemikleri kırılmış ve her yerinden kanlar akarken yıkık bir depoda buldum. ''Kurtar beni'' ''Kurtar beni'' Diye çığlık atıyordu ve ardından öldü. Çığlıkları hala kulağımda. Kafamı dağıttığım tek yer arkadaşlarımızla Rap yaptığımız şehrin dışındaki çöplüğün yanındaki terk edilmiş ev. Tabii sürekli burada rahat değiliz. Sürekli polislerin baskınları. ''Sadece Müzik Yaptığımız İçin'' baskınları. Ve önümüzden geçen insanların sanki uzaylıya bakıyor gibi garip bakışları. Bunlar canımızı sıkıyor ama dayanmak zorundayız. Alıştık aslında. Sokak aralarındaki atışmalarımız. Atışmalardan sonra olan partiler...Vazgeçilmez zamanlar. Çete kavgaları hayatımda en nefret ettiğim şey.Kendi aralarında olsa yine biraz olsa iyi ama etraftaki masum insanlarda kurban gidiyor. Bu yüzden en iyi arkadaşımı kaybettim. Yani kaybetmeyi çok iyi biliyorum. İnsanların sevgililerinden ayrıldıklarında girdikleri depresyonları anlamıyorum. Biz bu kadar zorlukla mücadele ederken onların tek problemleri ''aşk''. Bu satırları yazarken tekrar bir günün sonuna geldik. Televizyonu açtığımda ört pas edilmeye çalışılan olayları görüyorum. Aslında televizyondan pek hoşlanmam. Bu pis işler yapılırken halkı uyutan bir örtü.All Rights Reserved